40.Bölüm | Vals

320 33 18
                                    


Sınır: +15 oy

Bölüme konuk olan piyanistimiz, Evgeny Grinko bestesi Vals ile yukarıdaki gönderide. Şiddetle tavsiye ederim, bölümle beraber dinlerseniz tadından yenmez. 🎶


Bölümü nexelim  'e ithaf ediyorum. Yorumlarınla, hikayenin okunmaya devam ettiğini bana fark ettiren birkaç kişiden biri oldun, teşekkür ederim, Dante❤️


 Yorumlarınla, hikayenin okunmaya devam ettiğini bana fark ettiren birkaç kişiden biri oldun, teşekkür ederim, Dante❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

40.Bölüm
Vals

Heykelin önündeki boş alana geldiklerinde Meran dudağını çiğniyordu.

Ulaç'ın sıcak kolları tarafında çekilirken, "Vals mals bilmiyorum." diye çaresizce fısıldadı.
"Ne anlarım ben, prenses sandı bu babalık -"

Adamın sert göğsüne göğsü çarptı. Cümlesi, sesi, soluğu bıçak misali kesiliverdi.

"Bir gün benimle dans edeceğine söz vermiştin." dedi Ulaç çenesi kadının saçlarına değiyordu.
"Bi fırsatımız olacağına söz vermiştin..."

Öyle yakındılar ki Meran kafasını kaldırmaya cesaret edip de zümrütlere meydan okuyamadı. Bedenleri en son, birbirini böyle örterken bir kamarada ve yatağın içindeydiler.

"Belki bir gün, demiştim."

"Duymadım."

"Belki demiştim, belki!"

Ulaç çekingenliğini kavramış gibi, "Seni duyamıyorum." dedi muzipçe.
"Gözlerime bakarsan belki, duyarım."

Meran öfkesine sığınıp, derin bir nefes aldı. Başını ürkekçe kaldırdığında zümrüt ile lapis buluştu.
Grinko sihirli parmaklarını piyanoyla buluşturdu.

"Az çok Lehçe anlayabiliyorum. Duch chętny, lecz ciało mdłe." dedi Meran kendine has Rus aksanıyla.
"Ruh arzuluyor ama beden güçsüz."

Ulaç'ın eli belinin biraz yukarısına çıkıp, kadının çıplak sırtında, gözleri gözlerinde, sağ eli küçük elde sabitlendi.

"Adımlarımı takip et."

Sağa bir adım, arkaya bir adım, beraber yarım dönüş ve sağa bir adım daha. Bir tam dönüş.

Meran şimdiden başının döndüğünü hissediyordu. Tempo bir salon dansına nazaran olağanüstü hızlıydı. Fakat pes etmeyecekti.

Tekrar yüz yüze geldiklerinde, "Bilmemden bu kadar korkuyorsan, neden böyle cesur şeyler söylüyorsun Asilkanoğlu?" dedi.

Ulaç'ın suratı bir beton kadar ifadesizdi. Elini sırtından çekip, kadının dönmesini izledikten sonra tüy kadar hafif bedeni bedenine yapıştırdı. Tek eliyle ince beli tamamen kavradı. Meran'ın ayaklarını yerden kesip bir tam dönüş yaptı.

Taş BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin