Merhaba. Üçüncü kitabımla karşınızdayım. İlk kitabı yayınlarken olan heyecan yine kalbimde. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınıza göre bölüm atmayı düşünüyorum. İyi okumalar. Sizi ilk bölümle baş başa bırakıyorum. Bölüm sonunda görüşürüz.
_______
"Naptın be? Sınava geç kalacağım senin yüzünden!"diye bağırdım arabamın arkasından arabası ile geçiren adama."Sanki bir anda duran bendim,"diye geveledi ağzının içinde. Eller de belinde. Yakışıklı adam aslında. Ne diyorsun iç sesim ya. Arabama vurdu o benim arabama.
"Polis çağır," dedim daha sakin bir şekilde.
"Ya şu kadarcık bir şey. Ne gerek var? Gerçekten boşver. Al ben sana parasını da vereyim. Bu da benim tamircinin kartı,"diyerek hem parayı hem kartı uzattı. Ne yapsam ki?
"Özür dile, para önemli değil. Hadi," dedim.
"Ben mi özür dileyeceğim? Saçmalama ben özür dilemem," dediğinde iyice sinirlendim.
"Sınava girmem gerek benim," dedim derin bir nefes alarak.
"Kaç saat sonra?" dedi.
"Bir saat var," dedim.
"Taksi ile git." Göz devirdim.
"Arabam?"
"Bir yakınını çağır, onunla tamirci falan çağırırız biz. Sen sınava git," dedi.
"Ya of ya," dedim ve en yakın arkadaşım Batı'yı çağırmak için telefonumu arabadan aldım. Onunla telaşla konuşunca gelmek zorunda kaldı. Sınava geç kalmak istemiyordum. Eğer güzel bir puan alırsam ilkokul öğretmeni, yani sınıf öğretmeni, olarak ilk görev yerime atanabilirdim.
"Bari arkadaşın gelene kadar şu arabaları kenara çekelim. Daha fazla sövmesin insanlar. Baksana zor geçiyor arabalar," dedi.
"Arabanın arkasındaki şey yere düştü. Nasıl çekeyim kenara?" dedim.
"O arabanın arka tamponu," dedi bilmiş bir şekilde.
"Biliyorum," dedim. Gidip kaldırıma oturdum. Arabanın düşen tamponunu aldı ve arka koltuğa koydu. Daha sonra benim arabamın anahtarını elimden aldı. İzin verdim almasına çünkü nedensiz bir şekilde ona güveniyordum. Arabama bindi ve kenara çekti. Ardından kendi arabasına oturdu. Telefonla konuştu ve ardından kendi arabasını da çekti. Ben ise onu izledim. Gerçekten yapılı bir vücudu vardı. Yüzü çok güzeldi. Sesi zaten efsane. Kumral saçlar. Her neyse.Yanıma geldi ve oturdu. Gözlerimin içine baktı. Kahve gözleri elalarıma değince biraz etkilendim, tamam itiraf edeyim etkilenmek gibi değilde böyle bir tuhaf oldu içim.
"Adım Yaman. Yaman Kaya. Böyle tanışmak istemezdim," dedi.
"Ben Rüya Doğan. Ben hiç istemezdim böyle tanışmak,"dedim. Gülümsedi. Etkileyici. Ne diyorum ben ya? Arkamdan omzuma dokunan el ile sıçradım. Hemen kalktım. Yaman'da hemen kalktı.
"Batı," dedim ve sarıldım.
"Yok doğu," diye mırıldandı Yaman. Kısık seste söylediğini sanıyordu ama hepimiz de duymuştuk. Batı sinir olmuş bir şekilde Yaman'a bakıyordu. Yapmacık bir şekilde güldüm.
"Şey, canım, sınavım var benim. Bu da Yaman ve arabama çarpan bu. Arabayı beraber tamirciye götüreceksiniz. Benim az zamanım kalmış. Taksi ile giderim ben. Hadi gittim ben," diye nefes nefese konuştum ve koşarak yakındaki durağa koştum. Batı eminim ki öylece arkamdan bakakalmıştı. Ona konuşma fırsatı bile vermemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...