Buyrunuz. Güzel okumalar. Oylar azaldı. Lütfen oy vermeyi unutmayınız. Yoksa yazasım gelmiyor :(
__________
Uyandığımda yanımda hâlâ Yaman vardı ve uyuyordu. Sanırım henüz sabah olmamıştı çünkü oda karanlıktı. Karnımın altında bir ağrı vardı. Yerimde doğruldum. Elimi oraya koydum. Yavaşça okşadım. Etajerin üzerindeki bardağa uzandım ve elim tutmadı. Karnımın altına daha çok sancı girdi. Bardak elimden düşüp kırıldı. Büyük bir ses çıkınca Yaman anında uyandı. Hemen gözleri beni buldu. Elimi ağrıyan yere koydum. Ağzımdan küçük bir inilti kaçtı.
"Canım," dedi Yaman.
"Ağrım vardı. Hâlâ var. Su içecektim. Elim tutmadı. Bardak düştü," dedim. Sakin olmam gerekiyordu.
"Bir yerin kesilmedi demi? Neden ağrın var? Neresi ağrıyor?" diye sorularını sıraladı. Elimle ağrıyan yeri gösterdim.
"Çok mu?"
"Hayır. Kramp gibi. Değişik bir ağrı," dedim.
"Kanaman falan yok demi?"
"Hayır, biraz duralım. Geçmezse gideriz hastaneye. Masaj yapalım. Geçer zaten," dedim. Kafasını salladı.
"Şimdi oraya süpürge tutmayalım. Komşulara ayıp olur. Unutup kalkma tamam mı? Şimdi yatalım. Sabah toplarım ben," dedi. Elini ağrıyan yere koydu. Okşadı. Kafamı göğsüne koydum.
"Geçecek. Şimdi geçecek," dedi sakin sesiyle. Bir süre sonra gerçekten geçmişti ve ben mayışmıştım. Alnıma hafif bir öpücük kondurdu. Gözüm kapalıydı ama küçük bir tebessüm ettim. Eminim o beni izliyordu. Bir süre daha sevdi karnımı. Uyuduğumu zannetti ve konuşmaya başladı.
"Canım oğlum, ben korkuyorum. Koskoca baban korkuyor güzel oğlum. Asker baban korkuyor. Bizi bırakıp gideceksin diye çok korkuyorum. Annene zarar gelecek diye çok korkuyorum. Hep böyle kollarım arasında olsun istiyorum. Böyle kalalım. Seni kucağımıza alana kadar böyle duralım. İkinize bir şey olmasın. Anneyi üzme tamam mı oğlum? O Rüya. Benim Rüya'm. Komutanın Rüya'sı. Sen de benim oğlumsun. Komutanın oğlu. Belki bizi kötü insanlar bu yüzden bırakmıyor oğlum. Bana zarar vermek yerine yakınlarımı kullanıyorlar. Haklılar, ben sizin için dünyaları yakarım. Canımı veririm. Ama siz vermeyin canınızı, tamam mı yakışıklı?"
Çok duygulanmıştım. Ağlamamak için kendimi sıktım ama başarısız olmuştum. Gözlerimi açtım. Ağlıyordum. Yaman şaşkınca bana baktı. Sıkıca sarıldım.
"Rüya, iyi misin? Neden ağlıyorsun? Kabus falan mı gördün?"
"Yaman, uyumamıştım ki," dedim. Saçlarımı sevdi.
"Ağlama. Duygulandığın için mi ağlıyorsun?" Kafamı salladım.
"Kıyamam ben sana, ağlama," dedi. Islanan yanaklarımı öptü. Hiçbir şey diyemedim.
"Saat henüz erken. Sabahın altısı. Hadi biraz uyu," dedi. Uyumak için kafamı boynuna gömdüm. Uyku beni içine çekerken "Seni seviyorum," diye mırıldandım.
***
Sabah olduğunda Yaman kırılan parçaları topladı. Oraya süpürge tuttu. Benim ise yatmamı istedi. Yatma keyfisi yapacakmışız. İşi bitince kendini yanıma attı. Kıkırdadım.
"Batı gelmemiş. İdil ile kaldı sanırım," dedi.
"Telefonu versene, mesaj atmıştır belki," dedim ve hemen telefon elime ulaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...