Merhabalar. Herkes buradadır umarım. Sizi daha fazla bekletmek istemedim. Heyecanlı bitmişti zaten. Buyurun devam ediniz. Oy vermeyi unutmayınız. İyi okumalar. Bölüm sonunda görüşürüz.
____________
"Annemm!" diye bağırıp yanlarına koştuğumda Koray hızla beni tuttu. Evet evet, o kadın benim annemdi. Her yeri yara bere içindeydi. Yüzü resmen tanınmayacak haldeydi. Ben bile öyle uzun uzun bakıp fark edebilmiştim annem olduğunu.
"Annen değil o, başkası deyin, lütfen," dedim anneme bakarken. O da ağlıyordu.
"Yavrum," diye fısıldadı. O işte, onun sesi. Annemdi işte. İnanmak istemesem de annemdi işte karşımda duran. Her an yere yığılacak gibi hissediyordum. Koray beni sıkı sıkı tutuyordu. İçimdeki huzursuzluk ortaya çıkmıştı işte.
"Kim yaptı bunu Sultan teyze? Kamil amca nerede?" diye sordu Batı. Mila ise ilk kontrollerini yapıyordu.
"Kamil'in Allah belasını versin," dedi annem tükürürcesine.
"O mu yaptı?! O mu yaptı?" diye haykırdım gözyaşları içerisinde.
"O yaptı. Tam düzeldi dedik. Çıldırdı. Bir anda patladı adam." Annem çok zor konuşuyordu.
"Anne, affettim ben seni. İçimde zaten affetmiştim. Yüzüne söyleyemiyordum ama bir yavru annesine ne kadar küs kalabilir ki?" dedim ağlarken.
"Gel buraya eşek sıpası," dedi annem. Mila çekildi. Koray'dan destek alarak yürüdüm. Anneme sıkıca sarıldım.
"Barıştık mı şimdi biz? Ben böyle olmasam benle barışmaz mıydın?" dedi.
"Yarın gitmeden yanına gelecektim. İçimde garip bir huzursuzluk vardı," dedim.
"Baban yine çıldırdı Rüya. Korkuyorum ben. Bana hiç böyle vurmazdı, dövmezdi. Baksana naptı?" dedi. Batı annemin kolunu tuttu.
"Hadi Sultan teyze, hastaneye gidiyoruz," dedi. Koray'da hemen bana yardımcı oldu.
"Gel yenge, iyi gözükmüyorsun. Yaman da yok. Ben yardımcı olayım sana," dedi. Kafamı salladım. Yaman'a çok ihtiyacım vardı şu an.
Arabanın arkası geniş olduğu için dört kişi sığabilmiştik ve yola koyulduk. Kısa süre sonra hastaneye gelmiştik. Annem acile alınırken Mila bir şeyler söyledi doktor olduğunu düşündüğüm adama. Doktor onaylarcasına kafasını salladı ve hepimizin dışarda beklemesini söyleyip, bizim giremediğimiz , müdahale yapılan yere girdi. Halsizce koltuklardan birine oturdum.
"Annene gidecek miydin gerçekten kızım?" dedi Ayşe annem sırtımı sıvazlayıp.
"Gidecektim. İçim bir tuhaftı. Ordan da Şırnak'a işte. Belki geçirmediğimiz günler için onu da götürürdüm. İçimdeki karmaşadan dün Şırnak'tan gelirken kurtulmuştum sanırım. Kesinlikle annemi görmeye gidecektim," dedim gözlerimden yaşlar akarken.
"Annen iyi, üzülme. Daha çok vakit geçirirsiniz. Baban zaten sınırı aşmış. Boşanırlar annenle. Sen ise onunla daha çok vakit geçirirsin." Kafamı salladım. O babam denen heriften hesabını soracaktım. Gerçekten sınırı bu sefer fazlasıyla aşmıştı.
***
"Anne iyi misin bak? Gidemem sen bu haldeyken. Hele o adam serbestken hiç gidemem," dedim. Annem odaya alınmıştı. Hepimiz odaya doluşmuştuk.
"Annem, bak Ayşe annen de yanımda. Polisler de onun peşinde. Az sonra yakalanır. Bizim evdedir. Nerede olsun it? Kürkçü dükkanındadır."
"Bak o zaman ben inince hemen haber verin. Hatta siz o yakalanınca bana mesaj atın. Telefonumu açınca görürüm ben. Sen o adamdan boşanacaksın. Sonra Ayşe annem ile takılın. Bizim yanımıza gelin. Ben durmak isterdim ama okulun açılmasına az kaldı. Ayşe anne yardımcı olur musun anneme?" dedim. Kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...