Bu bölüm Rüya okuldaki seminere gidiyor. Yeni birileri katılıyor aramıza: İdil ve Akın. Bölüm sonunda ise bana sövmezsiniz umarım. Çok heyecanlı bitirdim. Hemen okuyun hadi. İyi okumalar. Lütfen oyu unutmayalım, lütfen.
_____________
Alarmın iğrenç sesi ile yerimden sıçradım. Az daha yatmak istedim ve alarmı kapattım. Ardından içeriye yavaşça gelen birisi oldu."Sanırım uyanman gerekiyor Rüya," dedi. Bu Yaman'dı. Anında gözlerimi açtım. Kim bilir tipim ne haldeydi? Gözlerimi kısarak konuştum.
"Sen, gitmedin mi? Çağırmadılar mı?" dedim iğrenç sesimle. Oysa o hiç uyumamış gibiydi ama üzerinden uyuduğunu anlıyordum. Gri eşofmanı ve bordo tişörtü kırışmıştı.
"Yok, henüz bir şey çıkmadı. Bildiğin gibi bizim saatler belli olmaz," dedi. Gülümsedim.
"Sen kafana göre takıl. Ben hazırlanınca gidelim. Hani şey, akşam sen demiştin ya okula seni ben götüreyim diye," dedim ve derin bir nefes aldım. Açıklama bile yapamıyordum.
"Okey, o zaman bekliyorum seni," dedi. Odadan ayrıldı. Arkasından saf saf bakıyordum. Taa ki ertelediğim iğrenç alarm tekrar çalıp beni kendime getirene kadar. Hemen kalktım ve hazırlandım. İçeriye doğru yürürken salona göz attım. Batı uyuyordu. Yaman ortalarda yoktu.
"Yaman," diye seslendim onun duyabileceği şekilde.
"Mutfağa gel," dedi. Mutfağa ilerledim. Masada duran zeytin, peynir, içinde ne olduğunu bilmediğim kupayı görmem ile birlikte Yaman'a baktım.
"Ne gerek vardı? Zahmet etmişsin. Sabah sabah ben bir şey yiyemiyorum," dedim mahcup bir şekilde.
"Yersin, biraz ye. Öğlene kadar seminerin var," dedi.
"Tamam, biraz yiyeyim. Giderken Batı'yı uyandıralım da o da yesin. Sonra o toplasın. Zamanımız azaldı," dedim.
"Olur," diye mırıldandı. Beraber biraz yedik. Ardından salona geçtik. Batı hâlâ kömüş gibi yatıyordu.
"Batı,"diye seslendim. Kımıldamadı bile. Yanağına bir şaplak geçirdim. Anında kalkınca kahkaha attım.
"Ya ama," dedi. Vurduğum yanağına bir öpücük bıraktım.
"Ben işe gidiyorum. Mutfakta kahvaltı hazır. Yersin ve kaldırırsın. Hadi görüşürüz," dedim.
"Yaman?" dedi.
"O beni okula götürüyor," dedim anında.
"Tamam, ben biraz daha yatayım. Kalkarım. Kolay gelsin size, görüşürüz," dedi.
"Görüşürüz," dedik Yaman ve ben aynı anda. Yaman kapşonlusunu giydi. Ben ise montumu. Üşümüyor muydu? Bakışlarımı yakaladı. Gülümsedim ve dışarı çıktık.
Uzun bir yürüyüşten sonra okulun bahçesinden içeriye girdik. Küçük bir okuldu. Issız gibiydi burası. Sevmemiştim. Resmen boş arazi diye buraya yapılmıştı.
"İşte okulun," dedi Yaman durarak. Ellerini iki yana açıp.
"Sevmedim," dedim. Gayet açık sözlüyümdür.
"Fark ettim." Gülümsedi.
"Sadece görünüşünü sevmedim. Bir öğretmene okulu sevdiren öğrencileridir. Gerçi öğrenciler için de aynı şey geçerli. Okulu ve dersi sevmeleri öğretmenlerine bağlı. İnşallah aramız iyi olur öğrencilerle," deyip güldüm.
"Çok güzel konuştun," dedi.
"Sağolun Yaman Bey ama benim şimdi seminere geçmem gerek," deyip güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...