Umarım karışmaz yine bölümler. Bir sürü uğraştım. Karışmaz umarım. O kadar uğraştım. Bir oyunuzu alırım. Görüşürüz 😘
____________
Okul açılalı iki hafta falan olmuştu. Hâlâ aynı kişiler gelip gidiyor ama çoğu kız çocuğu okula gelmiyordu. Bunu müdürle konuşmuştum ve gerekenin yapılacağını söylemişti. Araştırmalarıma göre durumu olmayan aileye yardım edilip çocuk okula gönderiliyordu ama bilerek göndermeyene para cezası veriliyordu. Bence saçmaydı. Parayı ödeyip okula göndermezlerse bizzat ben konuşacaktım aileler ile. İdil ile iyi anlaşıyorduk. Aynı sıkıntıları geçen sene kendisi de yaşamış ama çabaları sonuçsuz kalmıştı. Beni destekliyordu. Yaman bu aralar hep evdeydi. Ara sıra gidiyordu. Onunla bu konuyu konuşmuştuk. Her türlü yanımda olacağını söylemişti. Batı ile de sürekli konuşuyorduk. Bazen annemin yanından görüntülü arıyordu. Bunlar da ben yokken iyi anlaşmaya başlamış galiba. Her neyse. Babam da hep yanlarında oluyordu.Bugün hafta sonuydu. Pijamlarımı bile çıkarmamıştım. Oturduğum koltuktan kalktım. Mutfağa geçtim. Buzdolabını açtım. Geri kapattım. Bunu yapmayan var mı? Canım sıkılmaya başlamıştı. Bu tiple Yaman'ı da çağıramazdım ki. Zil çaldı. Koşarak gittim.
"Kim o?" dedim. En sevdiğim sesi duydum.
"Sevgilin," dedi. Ama üstüm başım... Delikten baktım. Gülüyordu. Dayanamadım ve açtım. Elimi yüzüme kapattım. Salak Rüya sanki böyle kayboldun hemen. Sen sus be!
Ellerimi yüzümden çekip alnımı öptü. "Pijama ile olduğun ve en pasaklı halinle karşıma çıktığın için mi benden çekiniyorsun? Ben senin sevgilinim. Sana en yakın benim şu anda. Birbirimizin her halini görmeyip kiminkini göreceğiz Rüya'm? Ben seni seviyorum ve her ne halde olursan ol, benden çekinme çünkü ben seni her türlü severim. Anlaştık mı?" dedi kapıyı kapatıp. Kafamı sallayıp sarıldım. Sonra güldüm. Elindekileri mutfağa bıraktı ve arkasından gidip atladım.
"Sen bana pasaklı mı dedin az önce ha?" dedim.
"Sırtımda kelebek mi var şu anda? O kadar hafif ki," dedi.
"Konuyu değiştirme, yürü salona. Cevabını ver," dedim. Koşarak salona geçti. Kahkaha attık. Beni koltuğa yatırdı.
"Sakin olun Rüya Hanım. Evet, size pasaklı dedim," dedi sırıtırken.
"Haklısınız, ben bir gidip banyo olayım. Sen de mutfağa geç, haha," dedim.
"Bir anda resmiyeti bozdun," dedi gülerken.
"Hadi Yaman, aldığın ne varsa yerleştir," deyip güldüm.
"Kahvaltılık bir şeyler, yemelik bir şeyler, abur cuburlar. Sevdiğin çikolatadan," dedi düşünür gibi yaparak.
"Tamam, hadi," dedim odama ilerlerken.
"Banyoya beraber mi girsek?" dediğinde şaşkınca ona baktım.
"Ne var?" dedi.
"Yaman, mutfağa!"
"Ay tamam kızma," dedi. Gülüştük. Odama geçtim ve üstümdeki her şeyi çıkarıp bornozumu giydim. Banyoya geçtim. Buraya her geldiğimde aklıma Batı'nın o hali geliyordu. O adam geliyordu. Kafamdaki kötü düşünceleri def ettim ve güzelce yıkandım. Bornozumu üzerime geçirdim. Saçlarımı havluya sardım ve odama geçmek için banyodan çıktım. Hızla yürürken Yaman elindeki tabak ile bana çarptı. Telefonu düştü. Tabak da düştü ve tabak kırıldı. Çok güzel gerçekten.
"Of Yaman ya," dedim.
"Koca beni görmedin mi kızım ya? Telefona bakıyordum, zaten minik bir şeysin. Görmedim ve sakın adım atma," dedi ve ben tam basacakken anında kendimi yukarda buldum. Beni anında kucağına alıp çekmişti. Şokla suratına bakarken derin bir nefes alıp verdi. Gözü boynumdan göğsüme doğru gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...