16.BÖLÜM

2.9K 146 67
                                    

Aramıza yeni gelenler oluyor. İnşallah gittikçe kocaman bir aile oluruz. Benim için tek bir kişinin okuması bile çok güzelken şu an okuyanlar birden daha çok. Oy veren herkese çok teşekkür ederim. Oy verince anlayabiliyorum okuduğunuzu. Lütfen unutmayın oylamayı ve isterseniz yorum yapmayı. 

_______________

Bu yaşadıklarım beni çok etkilemişti. Sanki Yaman ne zaman yanımdan ayrılsa bu olaylar tekrarlanacak gibi hissediyordum. Hoş ki o da pek fazla gitmiyordu. O adamlar henüz bulunmamıştı. Bu durum içimi ürpertiyordu. Asel ve annesi hâlâ Akın hocanın evinde kalıyorlardı. İdil kendi evine çıkmıştı ama pek iyi olduğu söylenemezdi. Sürekli ağrısı oluyordu. Benim yaralarım çabuk iyileşmişti. Zaten derin değildi. Yaktıkları yer hâlâ duruyordu. İz kalacaktı büyük ihtimalle ve ben o ize baktıkça olanları hatırlayacaktım.

Okul derseniz uzun bir süre raporluyum. İdil'de aynı şekilde. Yerimize iki stajyer bakıyordu. Akın hoca hep takip ediyordu. Öğrencilerimizin durumları hakkında bize bilgiler veriyordu. Hastaneden çıkmadan önce görmüştüm İdil'i. Başka da görmedim. Batı hep onun yanında. Ara sıra bana geliyor. Sonra gidiyor. İdil ailesine henüz hiçbir şey söylemedi. Ortalığı telaşa vermeye gerek yok, dedi. Beni ise annem aradı. Yaman ile sevgili olduğumuzu anlattım. Sırf başıma gelenlerin konusunu açmamak için. Çok mutlu olmuştu ve zaten Batı'nın yanına gittiğimizde bizim sevgili olduğumuzu anladığını dile getirmişti. Koray mı? Gideli beş gün falan olmuştu. Mila'yı çok beğendiğini söyleyip duruyordu. Her telefon ettiğinde önce beni soruyordu. Sonra da 'Mila aşkım napıyor?' diye soruyordu. Hastaneden çıkalı 2 hafta gibi bir süre olmuş olmalıydı. Psikolog benimle konuşmak istiyordu ama ben hep reddediyordum. O olayı asla bir daha kimseye anlatamazdım.

Bugün kabussuz bir geceyi geride bırakmıştım. Bu büyük bir gelişmeydi. Güneş pencereden içeri girerken gözlerimi yavaşça açtım. Yatakta tek olduğumu fark ettim. Hızla kalktım. "Yaman!" diye seslendim.

"Mutfaktayım güzellik!" diye seslendi.  Banyodaki ihtiyaçlarımı karşılamak için kalktım. Mutfağa doğru baktım. Domates doğruyordu. Benim ona baktığımı hissedince gözlerini üzerime dikti.

"Günaydın canım," diye mırıldandım.

"Günaydın bir tanem," dedi gülümseyerek.

"Geliyorum az sonra," dedim. Kafasını salladı. Banyoya geçtim ve ihtiyaçlarımı karşıladım. Tekrar yanına geçtim. Sarıldık.

"Benim güzelim, bugün çok güzel uyumuş," diye mırıldandı.

"Evet, kabus görmedim hiç," dedim gülümseyerek.

"Evett," dedi. Beni masaya çevirdi. "Nasıl olmuş? Yapabilmiş miyim?"
Küçük masa adeta donatılmıştı. Menemen, pankek, kızartma, domatesler özenle dizilmiş, şekil şekil yapılmış peynirler... Daha bir sürü güzel görüntülü yiyecekler.

"Yaman," dedim gülerek.

"İçimden geldi. Uyuyamadım ve bir sürü şey yaptım," dedi.

"Çok güzel olmuş, bütün hazırladıkların zaten güzeldi ama bu daha bir özel. Çok güzel," dedim cümleleri düzgün söylemeye çalışarak. Gülümsedi. Yanağıma bir öpücük bıraktı.

"O zaman otur bakalım. Ne içmek istersiniz madam?"

"Çay yaptıysanız çay alabilirim beyefendi," dedim gülerek.

"Tabii ki hemen," dedi erkeksi bir kahkaha ile kulaklarımı doldururken.

"Hepsini biz mi yiyeceğiz?" dedim ben de gülerken.

KOMUTANIN RÜYA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin