43.BÖLÜM

1.7K 69 22
                                    

Birileri demiş öldü, şimdi yazsınlar kral geri döndü dlsjslsndmd. Herkese selam. Yeni bölümle karşınızdayız. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. İyi okumalar. Bölüm sonunda görüşürüz.

________________

Gece doğru düzgün uyuyamıyorduk. Henüz belli bir uyku düzenimiz yoktu. Yaman mesleğinden dolayı bundan pek etkilenmiyordu. Uzun süre uykusuz kalabiliyordu. Bana bu yönden çok yardımı oluyordu. Ben asla uykusuzluğa dayanamıyordum. Özellikle okula giderken çok zorlanıyordum. 

Mısra'nın tatlış kıkırdaması ile gözlerimi araladım. Bu gece yanımızda uyumuştu. Çok mutlu gözüküyordu. Babası ile eğleniyordu. Gözümü açınca bu güzel manzarayı gördüğüm için şükrettim. Onları çok seviyordum. Yaman uyandığımı fark edince gülümsedi.

"Günaydın güzelim," dedi. Mısra bana baktı. Ona demediğini fark etmişti babası bana bakarak konuşunca. Mısra bana kocaman gülümsedi.

"Günaydın," dedim ikisine de tek tek bakıp. Mısra'nın yanağına büyük bir öpücük bıraktım. Beni iteklemeye çalıştı. Sonra ona sıkıca sarıldım. Baktı ki itekleyemiyor hemen mızırdanıp kurtarıcı meleğini çağırdı. 

"Ba," dedi. Haline güldüm ve geri çekildim. Bu sefer Yaman'ın yanağına bir öpücük bıraktım. Mısra ağlamaya başladı. Bu kız gerçekten babasını benden çok fena bir şekilde kıskanıyordu. 

"Tamam ağlama be cadı," dedim. Tek elini ağladığı için akan burnuna koyup tek elini babasına uzattı. 

"Çen çok tatlısın ama, yirim ki ben seni. Böyle ağzını burnunu ham yaparım. Ağlama kıskanç kızım. Gel babaya, gel," derken Mısra gerçekten susmuştu ve Yaman onu kucağına almıştı. 

"Cü ister misin tatlım?" dediğimde hemen bana baktı. 

"Cü, men,"dedi.

"Evet cü, sen," dedim tatlılığına gülerek. 

"Ba," dedi. Beni anneme ver çabuk, demekti bu.

"O zaman siz işlerinizi halledin kız kıza, baba da duş alıp gelsin," dedi.

"Tamam biz de hazırlanırız hem," dedim. Bu sabah kahvaltıya annem gile gidecektik.

"Okey," dedi ve ebeveyn banyosuna doğru ilerledi. O sırada Mısra doymayacakmış gibi bana saldırmış durumdaydı.

***

"Kim gelmiş? Benim torunum mu gelmiş?" diyerek kapıda karşıladı Sultan annem. Mısra'yı ona verirken Mısra yine huysuzlanmıştı. Onu bırakıp işe gideceğimi düşünüyor olmalıydı. Elimi bırakmadı. Babası gülerek ayakkabısını çıkartıp içeriye geçti ve onu kucağına aldı. 

"Hoş geldiniz yavrum," dedi annem. Ben de ayakkabımı çıkartıp içeriye geçtim. 

"Hoş bulduk, hani kimse yok mu?" dedim.

"Henüz kimse gelmedi," dedi annem. Mutfaktan Ayşe annem yanımıza geldi. Onla da ufak çaplı bir selamlaşma faslından sonra Mısra'nın büyük çantasını anneme verdim, salona geçtik. Annem gil döktürmüştü. Koca masaya bir sürü çeşit yapıp koymuşlardı. Zil çalınca hemen kalktım. Annem gil de telaşla arkamdan gelmişti. Yaman ise Mısra ile oynuyordu. Kapıyı açtığımda karşımda İdil ve Batı sırıtarak bize bakıyordu. Kıkırdadım.

"Buyrun kime bakmıştınız?" dedim.

"Biz Mısra hanım için geldik. Sizle işimiz yok," dedi Batı.

"O zaman ben kapıyı kapatıyorum çünkü benim pabucum dama atılmış çoktan," dediğimde Batı sıkıca sarıldı.

"Yok, senin pabucun her zaman başımın üstünde," dedi.

KOMUTANIN RÜYA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin