Güzel okumalar diliyorum. Oy vermeyi unutmayınız. (mertbisus özellikle sen unuttuğunu söylemiştin unutma djldndmd)
___________
"Gelmesene!" diye bağırdı Koray'a. Koray telefona baktı.
"Neden çekmiyor ha bu telefonlar?!"
"Planım işliyor. Bu dağ başından ev almadan önce düşünseydin Koray. Zenginim havası ile böyle evler alın. Sonra böyle olur işte," dedi adam gülerek. Ardından gözümün önünde Koray'ı yaraladı. Ardı ardına sapladı bıçağı karnına. Bir şey yapamadım. Bağırıp duruyordum. Ağlıyordum. "Koray," diye sayıklıyordum.
"Rüya! Kalk güzelim. Uyan hadi," dedi birisi.
"Uyan hadi, hadi!" dedi başka bir ses.
"Yarası da kanıyor, sadece kabus," dedi başkası. Gözlerimi zorla aralayabildim. Yaman'ın kolları arasındaydım.
"Koray," dedim ağlarken.
"Şşş, Koray iyi. Sakin ol canım."
"Biliyordu Yaman. Adam onun adını da biliyordu. Hepimizi biliyorlar. Hepimiz tehlikedeyiz," dedim ağlarken.
"Dur şu boynundaki yaraya bakalım tekrar," dedi Yaman. O zaman hissettim acısını. En başta bu kadar acımamıştı ama şu an çok acıyordu. Acıyla kalktım. Yaman gözyaşlarımı sildi.
"Bak kanattın, dur dur," dedi Batı ve koşarak gidip tekrar geldi.
"Çok acıyor mu?" dedi İdil.
"Yok. Zaten küçücük bir şey," dedim ama ardından Yaman'ın elini oraya götürüp sargı bezini çıkartmasıyla ağzımdan küçük bir inilti kaçtı.
"Acır tabii," dedi Ayşe annem.
"Geçti bebeğim. Geçecek canım," dedi Yaman pansuman yapabilecek bir şekilde oturunca. Batı yüzünü buruşturup baktı.
"Ne? O kadar mı kötü? Neden ölmedim o zaman?" dedim gülerek.
"Saçma sapan konuşma be," dedi Batı. Yaman o sırada pansuman yapmaya başlamıştı. Pansuman yaptığı elinin bileğini canım yanınca hemen tuttum. Dişlerimi sıktım. Benim bu küçücük yaradan canım yanıyordu. Kim bilir Koray'ın canı nasıl yanmıştı.
"Çok mu acıdı?" dediğinde yutkundum.
"Koray'ın canı çok yanmıştır ve yanıyordur," dedim gözlerim dolarken.
"Mila gereken her şeyi yapmış. Sen uyurken telefonlar çekmeye başladı. Uzman bir doktor çağırdı Mila. Bir de o kontrol etti. Koray şu an dinleniyor. Doktor sana bakmadı ama, uyuyorsun diye izin vermedim. Şu yarayı tekrar saralım. Koray'ın yanına git. Olur mu?" dedi Yaman.
"Olur," diye mırıldandım.
"Gece oldu Rüya hanım. Anca uyu. Bak neler oldu sen uyuyunca," dedi Batı gülerek.
"Ben uyuyunca böyle güzel şeyler oluyorsa hep uyuyabilirim," dedim.
"Saçmalama, o zaman en güzel şey ortalarda olmuyor. Özlüyorum," dedi Yaman. Benden bahsettiğini anlayınca gülümsedim. O ise yavaşça sardı yarayı. "Bitti, hadi bakalım. Koray'ın yanına götürsün Batı seni. Ben de elimi yıkayıp geliyorum." Kafamı salladım. Boynumu tuttum. Anlaşılan yara iyileşene kadar pek hareket ettirmemem gerekiyordu. Batı koluma girdi.
"Gel hadi. Bak şu şapşiğe," dedi. Güldüm. Yavaşça bir odaya doğru ilerledik. Kapıyı yavaşça açtım. Gördüğüm görüntü içimi ısıtan bir görüntü olmuştu. Koray öyle huzurlu uyuyordu ki. Çünkü Mila'da yanına kıvrılmış uykuya dalmıştı. İkisi de çok yorulmuştu. Batı ve ben birbirimize bakıp güldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...