Güzel bir bölüm oldu. Güzel güzel okuyun. Oy ve yorumu unutmayalım. Kitabımı az da olsa birilerinin okuyor olması çok güzel bir şey. Okuyan ve önemseyen herkese çok teşekkür ederim.
__________
Batı kahvaltı hazırlamış ve beni uyandırmaya çalışıyordu. Bugün son geç kalkışım olacaktı. O yüzden uykunun tadını çıkarmak istiyordum.
"Lan öğlen oldu, kalksana."
"Beş dakika daha," dedim uyku mahmurluğu ile.
"Böyle diye diye yarım saat geçti," dedi bıkkınlıkla. Yatağa oturdu.
"Ya ama Batı. Yarın iş var," dedim.
"Öyle mi? Bir senedir yatıyorsun lan zaten, kalk." Beni kaldırdı ve yanaklarımı sevdi. Saçlarımı düzeltti.
"Hadi güzelim, hadi," dedi ve kalktı. Geri yattığımda kucağına aldı ve banyoya kadar götürdü beni.
"Gerisi sende. Yani tuvalete de gidebilirsin diye düşünüyorum," dedi gülerken.
"Pislik," diye mızmızlandım.
"Hadi, kahvaltıya başlıyorum. Yetişirsin," dedi. Tuvalet ve banyodaki işlerimi hallettikten sonra mutfağa geçtim. Batı'nın yerleştirdiği tabureye oturdum. O ise karşımda hızlı hızlı yiyordu. Ona bakmaya başladım.
"Yüzümde bir şey mi var kanka? Yoksa bu güzel yüze bakmak hoşuna mı gidiyor?" dedi yüzünü göstererek.
Omuzlarımı silktim. "Hiç," diye mırıldandım. Ama yakın zamanda gidecek olması beni üzüyordu.
"Üzgünsün ya da uyanamamışsın," dedi.
"Uyanamadım."
"Tamam, tüm gün evdesin. Uyursun. Ama yemek ye," dedi. Tabağıma hazırladığı şeyleri koydu.
"Batı, gitme," dedim direkt.
"Ne?" dedi şaşkınlıkla.
"Ben burada tek başıma kalamam, lütfen gitme," dedim. Duygulanmıştım. Gözlerim yaşardı.
"Ya ama sen böyle yaparsan ben gidemem ve küçük dostlarımıza yardım edemem, sen buraya alış diye geldim ben seninle. Hem bak Yaman var," dedi. Yanıma çekti taburesini. Sıkıca sarıldım.
"Ama o hep yanımda olamaz ki," dedim.
"Biliyorsun, benim İstanbul'da bir veteriner kliniğim var, ben kalamam ki biliyorsun," dedi. Biliyordum evet. Ama zor geliyordu burada tek kalmak, evet Yaman vardı ama o hep görevdeydi. Evde benimle kalması zaten doğru olmazdı.
"Kusura bakma, saçmaladım işte. Duygulandım," dedim.
"Kıyamam sana, canım benim."
"Ne zaman gidiyorsun?" dedim tabağımla oynarken.
"Senin seminerin bitene kadar buradayım. Ardından okul açılacak ve seni öğrencilerine bıraktıktan sonra gideceğim. Sık sık görüşeceğiz. Ben hep geleceğim. Sen de tatillerde geleceksin, üzülme. Zaten belli bir zaman sonra İstanbul'a atanırsın."
"Ya ama çok zor. Şimdiden İstanbul'u özledim ben."
"Zaman hızlı geçecek, öğrencilerin minnak, tatlı bebeler olacak. Sen seversin. İçimi kararttın sabah sabah. Hadi gül biraz," dedi ama kendisi de gülmüyordu.
"Özür dilerim ya. Böyle içimizi karartmak istememiştim," dedim. Ardından zil çaldı. Batı kalktı hemen. Ben de arkasından gittim. Bir adam vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Ficção AdolescenteBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...