Artık bölümler kaymaz veya karışmaz diye düşünüyorum. Sorun düzeltildi. Benim için değişik bir bölüm oldu. Şimdiden oy vermeyi unutmayınız. İyi okumalar.❤️
____________
Batı gece boyu aralıksız uyumuştu. Sabah İdil beni aradı. Batı'nın telefonlara çıkmadığını, benim apar topar izin alıp buraya gelişimi, Batı'ya bir şey olup olmadığını sordu. Durumu anlatınca buraya geleceğini söylese de kabul etmedim. Çocuklar sana emanet, dedim. Israr etmedi. Batı uyuyordu. Yaman ise uyukluyordu. Ara sıra gözünü açıp bakıyordu. Batı sersemleşmiş bir şekilde uyandı.
"Rüya," diye mırıldandı. Camdan dışarı bakıyordum. Sesini duyar duymaz yanında buldum kendimi.
"Batı, " dedim dağınık saçlarını düzeltirken. Elimi tuttu. Öpücükler bıraktı.
"Rüya, kardeşim yok ama sen varsın. Benim yanımdasın, beni yalnız bırakmıyorsun. Teşekkür ederim," dedi.
"Neden teşekkür ediyorsun ki? Biz kardeşiz. Hatta daha da ötesi. Birimiz düşünce diğerimiz onu kaldırmayacaksa kim kaldıracak? Bir daha 'teşekkür ederim,' demek falan yok," dedim ellerini severken. Yaman hemen uyandı.
"Noldu? Uyandın mı? İyi misin?" diye ayaklandı.
"Sakin ol abi, iyiyim ben," dedi Batı.
"Eminsin mi?" dedi Yaman.
"Çabalıyorum. Gerçekten çabalıyorum ama dün yine başaramadım. Yere yine yığılıp kaldım demi?" dedi Batı. Her an ağlayacak gibiydi. Yerinde oturdu. Gözleri sulu suluydu. Sırtını sıvazladım.
"Biliyorum, hemen kendine gelemezsin. Sonuçta annen ama kendinden geçip bizi çok korkutuyorsun," dedi Yaman.
"Sanki," dedi Batı ve durakladı. Boğazı düğüm düğüm olmuş gibiydi. "Sanki asla alışamayacakmışım gibi, şimdi eve gittiğimde kapıyı o açacak gibi. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, keşke bilsem ama bilmiyorum," dedi sessizce ağlarken. Bağdaş kurdu. Elleri ile oynamaya başladı. Yaman ve ben birbirimize baktık. Batı'nın saçlarını sevmekten başka bir şey yapamıyordum. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Yaman kafasını salladı. Batı'nın önüne bağdaş kurdu ve oturdu. Kafasını kaldırdı. Gözlerini gözlerine sabitledi.
"Alışıyorsun, inan bana. Sadece zaman alıyor. Babamda ben o kadar çok ağlamıştım ki. Günlerce sürekli ağladım. Ama sonra kendi kendime düşündüm. Ben böyle olursam babam çok üzülürdü. Hisseder diye düşündüm. Önünde bir sürü yol var. Daha gençsin. Hayat devam ediyor. Beraber atlatacağız. Annen seni böyle görmek istemezdi. Biz de seni böyle görmek istemiyoruz, bunu da atlatacağız. Hayatta bir sürü şey oldu. Neler geçmedi ki? Düşün. Ölüm, zorluklar, sınavlar, okullar... Bir sürü şey yaşadık. Çoğu şeyi geride bırakıp yolumuza devam etmesini şimdiye kadar öğrendik. Sen de öğrendin. Sadece bu duruma alışmak istemiyorsun biliyorum ama bunu yapmak zorundasın." Batı'ya sarıldı. Batı ağlamadı. Bir şey de söylemedi. Sadece sarıldı. Günün ilerleyen saatlerinde Yaman annesini ziyaret etmek için çıktı. Batı ve ben de bizim eve gitmek için çıktık. Onun kendi evine gitmesi için şu an uygun bir zaman olmadığını düşündüm. O yüzden bizim eve sürdüm. Eve girdiğimizde kimse yoktu.
Annem Batı için onların evindeydi. Orada hizmet edip ortalığı topluyordu. Batı yapamadığı için ona destek veriyordu. Batı hiçbir şey dememişti arabada. İçeriye de sessizce girdi. Salona geçti. Montunu çıkarıp tekli koltuğa attıktan sonra üçlü koltuğa yattı. Ben de montumu çıkarıp yanına geçtim.
"Yemek yer misin?" diye sordum.
"İstemiyorum," diye mırıldandı. Israr etmemiştim.
"İdil aradı sen uyurken," dedim. Kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN RÜYA'SI
Teen FictionBir yanda yeni, atanmaya çalışan bir öğretmen. Mesleğini yapmayı bekleyen, hakkını vererek yapmayı isteyen bir öğretmen, Rüya Doğan. Bir yanda mesleğini severek yapan bir asker, Yaman Kaya. Görev yerinin değişmesi ile komutan olan Yaman zaten oraya...