24.BÖLÜM

2.1K 113 61
                                    

Gerçekten çok güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Desteğinizi bekliyorum.
Güzel okumalar ❤️

______________


Hayat.

İki heceli ve beş harfli bir kelime.

Söylemesi kolay ama onu yaşaması kimine göre çok kolayken kimine göre zor. Zor kavramı da aslında kişiden kişiye değişebilir. Bu yaşadıklarım bana zor gelirken 'bunun daha fenasını yaşayan var mıdır?' diye hep düşünürüm.

Evet, bana göre yaşadıklarım zordu. Bir sürü zorlukla karşılaştım. Hepsini atlattım. Batı ile tanıştım, daha da güçlendim. Onunla atlattım çoğu şeyi. Yaman ile tanıştım. Bana en güzel hediyeydi onunla tanışmak. Aslında bir yandan da zorluklar geldi. Bir insan ile tanışmak demek aslında getirdiği her şey ile de tanışmak oluyormuş. Batı ile 'bir arkadaş nasıl olunur?' onu öğrendim. Nasıl birbirimizi korur, yanında olduğunu gösteririz, ben Batı ile bir sürü şey öğrendim. Yaman ile bir sürü güzel duyguyu tattım. Koray ile tanıştım. O acı duygusu kalbinde olmasına rağmen bizi güldüren hep o oldu. Bizi ayağa kaldırdı. Enerji verdi. Evet, kötü şeyler de yaşadık onlarla beraber ama işte tam olarak da beraber lafında bitiyor her şey. Beraber olunca her şeyi daha rahat yaparsınız. En kötü şey olsa bile yükünü beraber üstlenir, atlatmayı başarırsınız. Hastanelere düşersiniz. Dostunuz, arkadaşınız, sevdiğiniz insanlar için hayatta kalmaya çalışırsınız. Onlar da sizin için elinden geleni yapmaya çalışır.

Biz hep beraberdik. Bir sürü şey atlattık. Atlatmaya devam ediyoruz. Belki daha da bir sürü şey yaşayacak olabiliriz ama onlarla beraber olursak ben yıkılmam gibi geliyor hep. Biri tutup kaldırır. Yüküm hep hafifler. Onlar iyi ki varlar. Hayatımdan gitmesinler ve her şeyi beraber yaşayalım.

Şu an Yaman'ın zoru ile eve gidiyorum. Batı ve ben eve gidiyoruz. Koray laptopu ile hastanede. Gece boyunca yapması gereken işleri yapacağını ve Yaman'a bakabileceğini, içimin rahat etmesini söylemişti. Ha bir de kocaman sarılmıştı.

"Daldın yine düşüncelere," dedi Batı.

"Batı. İyi ki varsınız," dedim anında. Batı'ya bakıyordum. Hafifçe tebessüm etti.

"Sen de iyi ki varsın," diye mırıldandı. Telefonu çaldı. Radyoya bağlı olduğundan kimin aradığını görebilmiştim.

İdil arıyor...

Saat geç olmuştu. Bu saatte araması normal miydi? Zaten tatildi ve İstanbul'da olmalıydı. Çaldı durdu öylece.

"Açsana," dedim.

"Bilmiyorum," dedi. Güven verircesine kafamı salladım. Telefonu açtı. Radyoya bağlı olduğu için ben de duyuyordum.

"Alo," dedi Batı tüm umursamazlığını takınarak. Sesi öyle duyuluyor olabilirdi ama İdil'i çok seviyordu, biliyordum.

"Batı," diye mırıldandı İdil. Ağlıyor muydu?

"İdil?" dedi sorarcasına.

"Müsait misin?" dedi. Ağladığını anlamıştım bu sefer.

"Ağlıyor musun?" dedi Batı sesini yumuşatıp. Hafifçe gülümsedim.

"Batı. Ben seni seviyorum," dedi bir anda. Bu yapılır mı be yoldayız biz. Batı şok olmuş gibi yola bakıyordu. Bir anda durdu. Annelik iç güdüsü olmalı ki elim hemen karnıma gitti.

"Batı?" dedi İdil burnunu çekip.

"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen tekrar deneyiniz," dedim. Kıkırdadım. Arkamızdan gelen araba kornaya bastı ve bize ters bakışlar atarak geçip gitti.

KOMUTANIN RÜYA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin