"Beril!""Beril!"
"Beril!"
Kulaklarımda duyduğum sesler birbirine karışırken nerede olduğumu bile unuttum bir an. Sadece düşüncelerimin ve bitmek bilmeyen sorularımın derinliğinde süzülüyordum. Asla bitmiyordu, bu suyun derinliğinde ne kadar batarsam batayım asla dibe ulaşamıyordum. Hep daha kötüsü, hem daha derini, hep daha karanlığı vardı.
Ben kimdim?
Annesinin ölümünü izleyen çocuk mu?
Babasına geri dönmek için söz veren kız mı?
Terk etmeyeceğine söz verip, geride bıraktıkları için vicdan azabı duyan kadın mı?
Arkadaşlarına ihanet eden avukat mı?
Kimdim ben? Neler yapmıştım? Ve daha neler yapmak zorunda kalacaktım? Bir sonu yok muydu? Hayatın benimle bitmeyen bu kavgasından bir kurtuluş yolu yok muydu?
Ben bu girdaptan kurtulup bir kere olsun rahat bir nefes alabilecek miydim? Belki ölmeden hemen önce, belki o son saniyede, sadece tek bir kere düşünmeden ciğerlerimi oksijenle doldurmak istiyordum. Gözlerimi kapatmak ve o buluştuğum karanlıkta hiç bir canavarla kavga etmeden uyumak son isteğimdi.
Ali'nin bana seslendiğini uzaktan işitiyordum sanki.
Ona dönmek istiyordum ama zihnimdeki bulanıklık izin vermiyordu.
Tek bir soru vardı beni hapseden, zincirleyen. Ben şimdi ne yapacaktım?
Kime gidecektim?
Babama mı?
Yoksa başından beri çıktığım yolun sonuna ulaşabilmek için Sıla'nın yanına mı?
Sorarken bile biliyordum.
Gözlerim dolmadığı için biliyordum.
Titrediğim için biliyordum.
Ben yine ben olduğum için biliyordum.
Zihnimin ulaşamadığım köşelerinde hangi kapıyı çalarsam çalayım, kapıyı kimin açacağını bildiğim için bugün de nereye gideceğimi iyi biliyordum.
Sıla'yı kurtarmak zorundaydım. Çünkü Adnan'ı alt edebilmek için, planımı tamamlamak için ihtiyacım olan bütün kanıtlar ondaydı.
Oya beni satmadıkça, Adnan'ın adamları o eve sakladıklarımı bulamazlardı. Ve Oya'ya güveniyordum. Beni satmayacaktı.Oya da ölcekti.
Fuat da.
Ben de.
Belki.
Babam da.
Ali'yi endişelendirmek istemesem de konuşacak halde değildim. Ağzımı açsam herhangi bir ses çıkartabileceğimi sanmıyordum.
Yine çuvallamıştım.
Hain ne Fuat, ne de Oya'ydı.
Yine hata yapmıştım.
Ve kaybedeceklerim, bu zamana kadar sahip olduğum her şeyden daha fazlaydı.
Yine hayal kırıklığına uğratacaktım baba seni.
Fakat bu sefer kendim için değil.
Kurtarmaya söz verdiğim insanlar için geride bırakıyorum seni.
Bu sefer bir amaç uğruna terk ediyorum seni.
Beni affedemeyeceğini bildiğim halde veda ediyorum sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat
AcciónHiç bir şeyden korkmayan birini ne kadar tehdit edebilirsiniz ki? "Beyefendi burası dağ başı değil, bir hukuk ülkesi. Anayasası olan bir ülkede kimse kimseyi bu şekilde tehdit edemez." "Ne yazık ki sizin kitaplarınızın adaleti sokakta geçmiyor...