Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Kulaklarıma inanamıyordum.
Adnan Yılmaz.
Adnan Yılmaz.
Ufak çaplı bir şok geçirdikten sonra şaşkın bakışlarla elimi uzattım.
"Beril Merdan"
Adnan Yılmaz, Kuzey Varal'ın sağ kolu. Aradığım adam ayağıma gelmişti.
Daha ne kadar şansım yaver gidebilirdi ki?Bu sırada etraftaki insanların, ki çok kişi kalmamıştı barda, bizi izlediklerini fark ettim.
Ama benim aklım hâla Adnan Yılmaz'daydı. Dava açmak için şikayetçi olmak istediğimiz kişi.
Oldukça karizmatik biriydi ve otuzlu yaşların başındaymış gibi duruyodu.
Uzun bir yolculuğun ilk adımını bu gece, bu aptal barda atıyordum.Adnan Yılmaz halk tarafından bilinmeyen, tanınmayan isimdi fakat Levent'i kendi elleriyle darp ettiğine göre yeraltı dünyasında sözü geçiyordu.
Fazla tehlikeli durduğunu söyleyemezdim aksine yüzünde geniş bir gülümseme vardı.
"Beril" dedikten sonra hıçkırarak "Gidelim hadi" dedi Betül göz yaşları içinde. Gözlerimi devirmemek için zor tuttum. Ne kadar abartıyordu acısını.
"Bence de başımızı yeterince belaya soktuk" dedi Özge bana kaş göz işareti yaparak.
Çantamı aldım. Betülün bir koluna ben bir koluna da Özge girdi.
Lütfen sor.
Lütfen sor.
Kendimi çok kötü hissediyordum ve bizi seyreden bakışlar üstümüzden bir saniye bile ayrılmıyordu. Eğer sormazsa yoluma devam etmek zorunda kalırdım. Bir daha böyle bir fırsat yakalayabilecek miydim?
Betül kahkaha atıp duruyodu onu taşımak bir hayli zordu, daha fazla dayanamadım ve yere düşürdüm.
Bir daha asla bu mekana gelmeyeceğimizden emindim.
"Yardım edeyim mi?"
Sordu.
Soruyu soran Adnan'dı. "Ne yardımı?" der gibi baktım.
Betülü nazik bir hareketle, yerden kaldırıp kucağına aldı ve çıkışa doğru yürümeye başladı. Özgeyle ben göz göze gelip bir süre ne yapacağımızı tartışır gibi baktıkdan sonra ona yetiştik.Dışarı çıktığımızda "Pardon arkadaşımı yere indirir misiniz?" dedim ama Adnan hiç oralı olmadı.
Adamın arabası geldi, baya lüks bir araba olduğunu tahmin etmiştim zaten, ömrüm boyunca çalışsam tekerleğini dahi satın alamayacağım arabalardan biriydi.
Kendime söz verdim, bir gün çok daha fazlasına sahip olacaktım. Biliyordum. Kendime inanıyordum.
Betül'ün arka koltuğa oturmasına yardımcı olduktan sonra sonunda bizimle muhattap oldu.
"İzin verirseniz sizi evinize ben bırakayım..." dedi mahçup bir tonda.
Zaten Betül'ü arabaya bildirmişti. Niyeti izin almak değildi."Ne alaka, arkadaşımı indirir misiniz lütfen? Biz nasıl geldiysek öyle gideriz." diye sinirle çıkıştı Özge ama ben sakinliğimi koruyordum.
Özgen'nin hiç bir şeyden haberi yoktu.
Bu adamla tanışmak benim yararıma olurdu. Böyle bir fırsatı kaçıramazdım. Kuzey Varal'a çıkan bir bilet gibi görüyordum onu.
"Arabamız ne olacak?" diye sordum.
"Şoförüm ilgilenir. "dedi, kesin bir dille verdiği cevaba itiraz istemiyor gibiydi. Anlaşılan adamımız biraz çapkındı ve her söylediğinin yapılmasına alışkındı. Bu tabi ki benim işime gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat
ActionHiç bir şeyden korkmayan birini ne kadar tehdit edebilirsiniz ki? "Beyefendi burası dağ başı değil, bir hukuk ülkesi. Anayasası olan bir ülkede kimse kimseyi bu şekilde tehdit edemez." "Ne yazık ki sizin kitaplarınızın adaleti sokakta geçmiyor...