Bizi takip eden araçlardan kurtulduğumuzda çok fazla zaman kaybetmiştik. Onları atlatmak hiç kolay olmamıştı fakat risk aldığımız için onlardan avantajlıydık. Canımızı hiçe sayıp gözden kaybolduk ve şimdi Esnaf'ın işlettiği genelevin önündeydik.
"Bu adamı görmeyi hiç istemiyorum." dedim arabadan inerek. Ali benimle aynı fikiri paylaşmıyordu.
"Hayatında kaç tane kariyer odaklı pezevenk tanıdın? Bence değişik biri. En azından sürekli gördüğümüz adamlar gibi kasıntı değil."Ara sokak genelevlerinde olmadığı gibi burada da güvenlik önlemleri var sayılmazdı. Elimizi kolumuzu sallayarak girdik. Anlaşılan bizim "esnaf" küçük esnaftı, işleri büyütememişti.
"Merhaba, iş yerimize hoş geldiniz. Birazdan sizinle ilgilenmek için arkadaşlarımız yanınıza gelecek. Lütfen şöyle oturun."
Genç bir kız bize yolu gösterirken Ali'ye doğru fısıldadım. "Ne bu şimdi?"
O da çaktırmadan cevap verdi.
"Anlamadım ki, kendilerini holding müdürü zannediyorlar herhalde.""Hanımefendi." dedim sesimi yükselterek.
"Biz esnaf beyi görmeye gelmiştik."
Kadının topuklu ayakkabıları zeminde sabit durduğunda bizi baştan aşağı süzdü. Ben bakışlarından rahatsız olurken Ali kadınla göz göze gelir gelmez gözlerini kaçırdı.
"İş görüşmesi için mi burdasınız?"
Bir orospu olmadığım kalmıştı.
Ali korku ve panikle başını ve ellerini aynı anda sallayarak abartılı bir tepki verdi.
"Yok ne alaka! Tövbe tövbe, biz hiç öyle... Ne! Neden öyle bakıyorsunuz? Haşa! Biz öyle bir niyetle gelmedik! Biz patronunun ortaklarıyız! Hayır, yok o konuda ortak değil! Yanlış anladın! Ortak düşmanımız var! Evet şükür, ortak düşman Adnan Yıl-"Ali salak gibi tüm planımızı ve sicilimizi ortaya dökmeden onu susturdum.
"Patronunu çağır." dedim net bir tonla.Kadın deliye bakar gibi bize baktıktan sonra yanımızdan ayrıldı. "Hah emir ver Beril, iyice bizi yanlış anlasın." Kadının neyi yanlış anlayıp anlamadığı umrumda değildi.
O bize bakmadan yürürken, Ali arkasından açıklama yapmaya devam ediyordu.
"Bizi resmen paket zannetti. Paket yani sen ve ben! İkimiz! Aynı an- kusucam sanırım Beril. Çok kötü oldum."Ali'nin sırtına biraz sertçe vurdum.
"Az açık verdin Ali, biraz daha konuşsaydın."
Ali yüzü kızararak bir şeyler saçmalarken onu dinlemek yerine etrafa bakıyordum.
"Korkma Beril, bu kızların gizlilik sözleşmesi var. Mesleki ahlakları gereğince müşterilerden edindikleri bilgileri sızdırmıyorlar. Biz müşteri sayılırız. Bir saniye. Bu kulağa daha kötü geldi." Ali bu sefer öğürmeye başladığında Esnaf bey yanımıza koşar adımlarla geliyordu."Aman aman! Avukat hanım!"
Adam Ali ve benim önümde neredeyse dizlerine kadar eğilerek selam verdi. "Elinizi sıkmak isterdim ama malum, iş güç yıkmaya vakit bulamadım."
Yüzümü buruşturmaktan kendimi alı koyamadım.
Pis herif.
Şu bulunduğum ortama inanamıyordum.
Adam genelevi şirket dizaynına sokup toplantı odasına kadar döşemişti. Kadınları sekreter gibi giydirip ciddi bir iş yeri görüntüsü çizmişti. Kendisi de şu an karşımda takım elbise kravat ile duruyordu."Kızım! Koş, Avukat hanıma içeçek bir şeyler getir!"
"İstemez." dedim kısa keserek. Ali bana katıldı. Bana doğru "İyi yaptın Beril. Kim bilir içine ne koymuşlardır." diye fısıldayarak endişesini dile getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat
ActionHiç bir şeyden korkmayan birini ne kadar tehdit edebilirsiniz ki? "Beyefendi burası dağ başı değil, bir hukuk ülkesi. Anayasası olan bir ülkede kimse kimseyi bu şekilde tehdit edemez." "Ne yazık ki sizin kitaplarınızın adaleti sokakta geçmiyor...