Uzun saatler geçmişti, saatlerdir mahkeme salonunda ter döküyordum. Ihsan Bakırcı beyin davasında beklemediğim gelişmeler olmuştu, cesaret edemeyeceklerini düşündüğüm şahitlikler yapılmıştı. İhsan kendisi gelmemişti, onun yerine bir sözcüsü bana eşlik ediyordu, Aksoy bey. Aksoy beyin gözleri sıkıntıyla üstümde dolandığında sabrının azaldığını hissedebiliyordum. Bütün bir gün sürmüştü nerdeyse dava. Hakim, taraflar agresifleşmeye başladığında, kısa bir ara vermişti.
Aksoy bey zaman kaybetmeden kolumu tuttu. "Avukat hanım, kendinizden emindiniz, bu celsede bu iş bitecekti!"
Bir önce ki ağır ceza hakimi bize hak vermiş de olsa şu an istinaf hakiminin karşısındaydık, ve son karar onundu. Aleyhimizde bir karar alamazsak başım belaya girebilirdi.
"Merak etmeyin, her şey planladığım gibi ilerliyor."Öyle ilerlemiyordu.
Savcı sandığımdan çok daha çetin çıkmıştı. İhsan beyin hapisi boylaması için elinden geleni yapıyordu.
Nihayet ara bitti ve tekrar mahkeme başladı.
Sıkıntıdan terlemeye başlamıştım.
Bu davayı almak zorundaydım.
Savunma olarak son söz hakkı bizde olacaktı. En iyi argümanlarımı o zamana saklamalıydım.
Karşı tarafın avukatı idare eder bir avukattı. Ne çok iyi, ne çok kötü. Biz savunma yaparken dosyayı karıştırıyor, söylediklerimizi teyit ediyordu. Daha önce, duruşmanın bu esnasında telefonuyla ilgilenen avukatlar bile gördüğüm için onun ortalama olduğuna karar vermiştim.
Zaman ilerledikçe insanlar gerilmeye devam ediyordu. Kanıtların sunulduğu, benim red ettiğim maddelerle devam eden dava bir süre sonra durgunlaşmaya başladı. Sık sık itiraz edip karşı tarafın argümanlarını bölmeye çalışıyordum.
Sıra bana geliyordu.
Hakim asla davayı ertelememeliydi. Yapacak başka işlerim vardı. Bu işi bu gün bitirmeliydim.
Hakim son sözü bana, savunma avukatına verdiğinde ayağa kalktım.
Bir fikrim vardı.
"Sayın hakim, takdir edersiniz ki, davacı taraf savunmaya bildirmediği, son dakika değişiklikleri yaptı. Bu değişikliklerin hepsini red ediyoruz. Davacı avukat, sayın meslektaşımın söylediği bir söz ilgimi çekti. Kendisi İhsan beyin çalışanlarını kötü koşullarda çalıştıran bir patron olduğunu iddia ediyor. Bunu neye dayanarak söylediğini daha önce sormuştuk fakat yine bir cevap alamadık. Kendilerinin iddialarını destekleyecek, gerçek bir delile yaslanan neredeyse hiç bir şey yok. Bu gün bir çok işçiyi buraya şahitlik yapmaya getirdiler. Fakat bu işçiler artık İhsan bey ile çalışmıyorlar. Aksine, rakip firmalarda çalışan, İhsan beyin kaybedeceği bir itibardan faydalanacak insanlar. Bu yüzden bu şahitliklerin geçerli olmamasını, ve göz önünde bulundurmamanızı talep ediyoruz.
Sayın savcıya gelirsek, kendisi mesleğini karıştırmakta. Sayın savcı siz hakim değilsiniz nitekim İhsan beye yönlendirdiğiniz suçlamaları neden bu kadar kesin bir dil ile dile getirdiniz merak ediyorum? Savcı bey İhsan beyin suçlu bulunmasını gönülden istiyor olmalı zira dava süreci boyunca davacı taraf ile bir çok kez İhsan beyin geçmiş dosyalarını önünüze getirdiler. Kendisinin aklandığı tüm suçlamalar düşmüştür ve tekrar, bu gün, konusunun açılması hukuk adına büyük bir utançtır. Savcı bey medyanın ilgisini sevmiş olmalı. Zengin bir iş adamını alt eden korkusuz savcı diye atılan gazete başlıkları kendisinin egosunu okşamış olmalı ki savcı olduğunu unutup, davacı avukat gibi argümanlar sunuyor bize."
Tam istediğim gibi savcının damarına basmıştım, ve savcı söze girdi.
"Avukat hanım, beni kendinizle kıyaslıyor olmalısınız ben asla medyanın oyuncağı olmadım."
Gülümsememek için kendimi tuttum. İstediğim gibi sinirlenmişti.
Hakim savcıya söz hakkının benim olduğunu hatırlattı.
Savcının, hakimin gözü önünde, bana hakaret etmesini sağlayarak savcının tarafsız olmadığını kanıtlayabilirdim. Tek istediğim hakimin içine şüphe düşürmekti.
"Savcı bey, söz hakkı sizde olmadığı halde neden cevap hakkı aldığınızı merak ediyorum. Bu kadar önemli mi sizin için? Savunma hakkımıza bile saygı duymuyorsunuz. Hakim bey, maalesef, savcı beyin bir çok suçlaması asılsız medya olaylarına dayanıyor. Müvekkilim medya tarafından hakarete uğrayan, bir çok hakaret davası açan bir iş adamıdır. Medya tarafından parmak ucuyla gösterilmesi, ona karşı insanların popülarite kazanmasına sebep oluyor. Sizin sağduyunuza güvenimiz sonsuz. Mağduruz. Şahitler ve görgü tanıkları İhsan beye zarar vermek isteyen kişilerdir. Sunulan kamera kayıtları kesilmiş, ses kayıtları usulsüz elde edilmiş, görüntüler, fotoğraflar uzmanlar tarafından yüz de yüz bir onay almadı. Müvekkilim suçsuzdur. Medyaya kurban edilmiştir. Suçlamaların hepsini red ediyoruz ve beraat edilmeyi talep ediyoruz. Davada müvekkilimin yüz de yüz suçlu olduğunu gösteren yeterli kanıt sunulmamıştır. Teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat
AcciónHiç bir şeyden korkmayan birini ne kadar tehdit edebilirsiniz ki? "Beyefendi burası dağ başı değil, bir hukuk ülkesi. Anayasası olan bir ülkede kimse kimseyi bu şekilde tehdit edemez." "Ne yazık ki sizin kitaplarınızın adaleti sokakta geçmiyor...