Avukat 7.bölüm

11.8K 519 131
                                    

———-
"Emin misin Beril? Bu dosyayı almak istediğinden emin misin?
Kavga etmek istemese de, durum onu gerektirecek gibiydi.
"Özge hani beni anlıyordun? Hani yanımdaydın? Hani ne olursa olsun siz benim yanımdaydınız?"

Hepsi birer yalandı değil mi? Onlara inanmamakta iyi etmişti.

"Çocuk Beril! Altı yaşında bir çocuk! Nasıl? Ben anlamıyorum, bu dosyayı almak zorunda değilsin!"

"Ben almasam başka biri alacak! Anlamıyor musun? Ben olmasam başka biri olacak!"

"Bırak başkası alsın o zaman! Neden sen olmak zorundasın?"
Çünkü zaten benim için çok geç, bir başkası da benim gibi olsun istemiyorum diye düşündü genç kadın.
"Çünkü benim işim bu. Eğer istemiyorsan, eğer katlanamıyorsan gidebilirsin Özge. Sizi zorla yanımda tutmuyorum."

Arkadaşı ona inanmadığını belli ederek son bir kez konuşmaya çalıştı. Son bir kez sesini duyurmaya çalıştı. Çok geç değil demek istedi, vaz geçebilirsin.
"Yalan söylüyorsun Beril. Kendine zarar vermek için yapıyorsun. İnsanlara zarar vererek kendi canını yakıyorsun. Günün sonunda pişman olmak için yanlış kararlar alıyorsun."
————————-
Korkunç bir sızı yavaşça bedenimde yayıldı. Bu aralar acı çekmek alışmaya başladığım bir his olmaya başlamıştı. Acı benim normal hayatımda kabuslarımda tanık olduğum bir histi.

Sırt üstü bir masaya bağlanmıştım, üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Gerçekten sabırları kalmamış olmalıydı. Canımı epeyce yakacaklarını biliyordum. Bir an önce beni konuşturup kurtulmak istiyorlardı. Ama ben kolayca kurtulabilecekleri bir bela değildim.

"Bayanlara bu kadar şiddet uygulamayı sevmiyorum ama sen bizi buna mecbur bıraktın."
Sadece bana bakışları bile kararlarımı sorgulamama yetiyordu. Bu adam bana bakarken bir insan görmüyordu.

Korku hemen ensemin dibinde gözlerini kısmış beni izliyordu.

Gerçekten, değer mi?

Küçüklüğümden beri acıyla aram hiç iyi olmamıştı.
Canımın acımasından hep çok korkmuştum.
Kolum bir yere çarpsa sanki orta yerinden kırılmış gibi çığlık atardım. Oyun oynamayı hep saçma bulurdum. Hiç bir zaman ilgimi çekmemişti. Tehlikeli gelirdi gözüme. Düşüp yaralanmaktan o kadar korkardım ki, diğer çocuklar gibi hiç koşmadım, hiç ip atlamadım, hiç top oynamadım.
Hepsini gereksiz buluyordum, eğer incinme ihtimalim varsa neden böyle boş şeylerle zaman kaybetmeliydim ki?

Korkularımdan, yaşanmamış çocukluğumun intikamını şimdi alabilirdim. Korkak oluğum için belki böyle biri olmuştum. Biraz canımın yanmasının beni öldürmeyeceğini zor yoldan, şimdi, öğrenebilirdim.

"Acaba neyle başlasak. Elimi kirletmeden nasıl seni konuşturabilirim? Bir önerin var mı?"
Karşımda bir canavar vardı sanki. Yaptığı şeyden keyif alıyordu.

Gözlerimi yumsam ve sıkı sıkı kapatsam, bedenimden uzaklaşabilir miydim acaba?

Ölmek istemiyorum diye geçirdim içimden.
Ama böyle yaşamak da istemiyorum.

Dizlerime değen şeyle, boğazıma takılan çığlığı son anda yuttum.
Kaynar bir torba dizlerimi yakıyordu.
Gelen yanma hissi bütün vücudumu sarmıştı. Elimde olsa beni yakan dizimi şu an koparıp yerinden atardım daha fazla hissetmemek için.
Göz yaşlarımı hala nasıl tuttuğum ve nasıl çığlık çığlığa bağırmadığım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Birden nasıl bu kadar iradeli olmuştum.
Acıdan nefes almaya bile cesaret edemiyordum. Nefes almak için ağzıma açsam hıçkıra hıçkıra ağlamaktan korkuyordum. Biraz ağlamanın zararı olmazdı biliyordum. Peki neden acı hissettiğim halde göz yaşlarım akmıyordu?
Nasıl ağlanacağını unutmuş olmalıydım.

Avukat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin