Avukat 40.bölüm

1.6K 115 73
                                    


Parlak bir ışık gözlerimi kanatarak acıtır gibi canımı yaktı. Göz kapaklarımı acıya rağmen zorlukla araladım. Gözlerimi alan sadece ışık değil aynı zamanda belirsizliğin yarattığı korkuydu.

"Avukat hanım."

Bu sesi tanıyordum. Daha iyi görebilmek  için gözlerimi kıstım.

"Dekan."

Dekan üzerinde bir doktor önlüğü ile tam karşımda duruyordu. O an ellerimin kelepçeli olduğunu ve bir sedyeye bağlı olduğumu fark ettim. Hareket etmeye çalıştım fakat çabalarım boşaydı.

"Nasıl geldim buraya?" diye sordum neler olduğunu anlamaya çalışarak.

"Bu sorunun doğrusu "nasıl getirildim" buraya olmalıydı avukat hanım. Hakan benden sana hatırlatmamı istedi."

Hakan'ın beni buraya getireceğini biliyordum.
Beni öldüremezsin demiştim ona, çünkü farketmemi istiyorsun.

Eğer ben buradaysam o neredeydi peki?

"Nerede olduğunu biliyor musun Beril?"

Gözlerimi kapattım.
Hiç olmadığım kadar cesur hissediyordum.

"Tabi ki biliyorum, en korktuğum yerde, yine her şeyin başladığı yerdeyim." dedim karmaşık düşüncelerimin aksine net çıkan sesimle.

Dekan'ın ses tonundan gülümsediğini duyabiliyordum.

"Artık hatırlamanın vakti geldi avukat. Geç bile kaldın."

Dekan bir şırıngayı koluma doğru götürdüğünde sıçradım.
"Korkmana gerek yok, sadece anestezi ilacı."
Kaslarım gevşerken Dekan damarımı bularak iğneyi yaptı.

Uyuşmaya başladığımı hissettiğimde göz kapaklarım ağır ağır kapanıyordu bile.

"Çok uzun bir yolculuk olacak Beril. Hazır mısın?"

Gözlerimden yaşlar akarken cevap verdim "Hayır.".

Uyuşturulmama rağmen anlıma yerleştirilen elektrottan yayılan soğukluk kalbimin korkuyla atmasına sebep oldu.

"Korkuyorum." dedim, "çok korkuyorum.".

Dekan bir kaç saniye süren elektrik akınımı başlatırken fısıldadı.
"Korkacak bir şey yok. Daha fazla kaçamazsın."

Gözlerimi alan ışığa konsantre oldum.
Verilen elektrikle saniyeler etrafımı sardı. Zaman artık kimsenin bana ulaşmamasını sağlayan bir kalkan gibiydi. Kimse yoktu bu süre diliminde. Sadece ben vardım. Sadece ben. Sadece Beril.
Canım yanmıyordu, ama inanın bana, çok fazla korkuyordum. Elektrikten değil, ben korkudan titriyordum. Çünkü ben hayatım boyunca en çok kendimden ve yaptıklarımdan korkmuştum.

Tek başımaydım.

Göz kapaklarım ağır bir şekilde kapanırken ışığın yerini dolduran görüntüler başımı döndürüyordu.

"Özür dilerim."

"Senin yüzünden avukat, sen yaptın!"

"Nerdeydin sen?"

"Sen nasıl bir insansın ya! Nasıl mesleğine ihanet edersin!"

"Neden Beril? Neden yaptın bunu?"

"Yazıklar olsun senin gibi avukata."

"Beril. Nerdeydin?"

"Satın aldın öyle değil mi? Rüşvet verdin!"

"Sana diyorum Beril!"

Avukat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin