Büyü Gücü

1K 130 76
                                    

Büyücülük, bu güçleri kullanmayı hiç istemezdim. İsterlerse içimde cirit atsınlardı, misket oynasınlardı ama onları kullanmak...

Zorundaydım. En azından o yanan boyutu kurtardıktan sonra onları kullanmayacaktım.

Lucas ve ben mahzen katıda bizimkilerin henüz ele geçirmediği bir katta yalnızdık. İçimdeki söz konusu güçlerin bir kısmı karanlık olduğu için kimseye kazara zarar vermemek adına buraya gelmiştik babamın yönlendirmesiyle.

Şimdi Lucas'ın dediği gibi yere bağdaş kurmuş ellerimi iki yanıma serbest bırakmış ve odaklanmaya çalışıyordum.

-Büyünün kanında dolaştığını hissediyor musun?

Lucas'ın kısık sesi boş alanda dolanırken onun dediğinin aksine kanımda hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece sıcaklamıştım. Havanın sıcaklığı yetmezmiş gibi bir de mumlar vardı etrafımızı saran.

-Hayır.

-Kendini fazla sıkıyorsun. Gözlerini aç.

Dediğini yaptım. Haklıydı, gerilmekten kaslarım ağrımıştı yarım saatte. Bu güçleri kabullenmiş olabilirdim ama hala korkuyordum. Sanki Ava denen alçak, o karanlığın içinden çıkıp üzerime atlayacakmış gibi geliyordu. Bu sıcakta tüylerim ürperirken kafamı netleştirmeye çalıştım.

Lucas tam karşımda oturuyordu. Bu loş ışıklı ortamda etrafımızdaki kokusuz mumlar tek ışık kaynağıydı.

-Abriana, bu güçleri kabullenmelisin. Onları kucakla, yapım ve yıkım onları kontrol etmeyi öğrenmelisin. Bu güçler yıllar sonra ilk defa emin ellerde iyilik için kullanılmayı bekliyorlar.

-Yıkımı nasıl iyilik için kullanabilirim ki?

Omuzlarım düşmüştü. Meditasyon için giydiğim rahat kıyafetler bile beni rahatsız etmeye başlamışken biraz kalkıp dolanmak istiyordum. Bu arada Lucas sorumun mantıksız olduğunu düşünüyor ve beni ikna etmeye çalışıyordu.

-Biliyorsun ki doğa, yaşamın kaynağı, aslında sandığımız kadar masum değil, zihin ustası. Doğa, hayal bile edemeyeceğimiz kadar acımasız ve yine hayal dahi edemeyeceğimiz kadar merhametlidir. Ölümü ve yaşamı aynı anda barındırır. Tıpkı senin gibi.

Gözlerimi karanlıkta bir noktaya dikerken haklı olduğunu biliyordum.

-O zaman bu güçler Doğa'nın olsaydı, yani doğa ustasının daha iyi olmaz mıydı?

Gözlerimi Lucas'a çevirdiğimde dudaklarında bilmiş bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

-Doğa ustasını gördüm. Yaşamın gücünü elinde gayet güzel taşıyor ancak ölümü kabullenememiş.

-Bekle ne demeye çalışıyorsun? Doğa ölümün gücüne mi sahip?!

Gözlerimin önüne gelen o tatlı ve masum Doğa'nın yaşama son verebileceğini asla düşünemezdim. Çilli bembeyaz yüzüne şeytani bir sırıtma koyarak birilerini gizlice öldürmüyordu değil mi? Öldürmediğinin biliyordum ama hayal etmek bile ürkütücüydü.

-Doğa, doğanın gücüne sahip yani evet Abriana, eğer bunu kabullenseydi o girdiğiniz savaşa başlamadan son verebilirdiniz. Çölün ortasına bahçe yapabilen bir doğa ustası, kilometrelerce uzaktaki bir insanın da canını kolayca alabilir.

Bu her şeyi çok değiştirirdi ama hala tüylerim ürperiyordu.

-Ölümü kabullenmediği için yaşamın gücünü de iyi kullanamıyor olması ne üzücü. Oysa sahip olduğu bu yeteneklerle ölmek üzere olan birini hayata tutundurabilirdi. Sana ne olduğunu biliyorum.

Zihin Oyunları 2 : ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin