-Yeniden bir arada olup vakit geçirebilmemizi düşünüyordum. Umarım hiç ayrılmaz ve hep mutlu oluruz.
-Bundan emin olabilirsin kardeşim.
Alper'in sesiyle garip ruh halimden çıkıp gülümseyerek arkamı döndüm. İkizime beni bu duygulardan kurtardığı için teşekkür etmeliydim.
Üzerindeki kıyafetleri süzdüğümde gülmemek için kendimi tuttum. Çuval giymiş bir prens hala bir prensti. O da bizim gibi araya kaynayabileceği kıyafetler giymiş ve saraydan kaçmıştı anlaşılan ama bakımlı ve güzel saçları, kızları adeta hipnotize eden o suratla kesinlikle bu tiple araya kaynayamazdı.
-Alper?
Ayağa kalkıp kollarımı açtım kardeşime. Yüzündeki gülümseme büyürken birkaç adım atıp sıkıca sarıldı bana. Sadece birkaç saat ayrı kalmıştık ama çoktan özlemiştim kendisini.
Kollarımı geri çekerken dönüp grubuma baktım. Onlar henüz çok da alışamamışlardı Alper'e, fırsat bulamamışlardı aslında ama hepsinin yüzü gülüyordu yine de.
Alper az önce yanında oturduğum su ustasına bir bakış atıp beni de alarak kalktığım yere oturdu hızlıca, ben de onunla Aslı arasındaki küçücük boşluğa sığmaya çalışarak zor olsa da bir şekilde sığmıştım.
Çağan ve Aslı biraz daha kayarak yer açarken bize Alper'in bunu kesinlikle bilerek yaptığını biliyordum. Çağan'la aramıza oturmuş kolunu da sırtıma dolamıştı sahiplenircesine. Bunu gizlemek için herhangi bir girişimi de yoktu üstelik.
Abartmıyor musun Alper?
Kardeşimi bu kadar kolay ellere veremem
Alper'le zihinden konuşurken oluşan sessizliği çoğu zaman olduğu gibi Ateş bozarken ortaya konan egzotik meyvelerden birini alıp yemeye başladım. Aç mideyle sohbet edilmezdi.
-İşte şimdi gençler takımı toplandı! Hoş geldin Alper.
-Hoş buldum Ateş. Her zamanki gibi yakıyorsun.
Ateş, benim asil kardeşimi de bozmuştu. Erkekler tarafında kan dondurucu espriler havada uçuşurken kızlara dönme kararı aldım. Ama döner dönmez gözlerindeki merak parıltısı beni pişman etmeye yetmişti.
Aslı uzanıp yakında beni rapunzele döndürecek kadar uzun saçlarımdan topuzumu bozmak pahasına bir tutam alarak oynamaya başladı. Ben hala meyvemi kemirmeye çalışırken konuştu.
-Aby, saçların ne kadar uzamış böyle! Normalde o kadar uzun saç kimseye yakışmaz ama sana çok güzel gitmiş.
Oyalama konuşmasının bittiğini gösterircesine saçımı bırakıp diğer kızlara eliyle yanımıza çağırdı. Doğa ve Dicle de emekleyerek yanıma geldiğinde bu sefer doğa konuşmaya başlamıştı. Elimdeki meyvenin çöpünü aşağıdaki yapay oramana atarak bir gün ağaç olmasını dilerken bir yandan onu dinliyordum.
-Aby seni çok özledik. İyi olmana o kadar sevindim ki... Ayrıca annen de artık size katılmış bu çok güzel bir haber.
Aslı da yerinde kıpırdanıp devam edecek gibi duran doğa ustasını susturarak konuşmaya başladı.
-Bundan sonra hiç ama hiç ayrılmayalım tamam mı? Uğur denen o kaçağı ve kayıplara karışan William'ı da geri aldıktan sonra artık dünyalar bizden sorulur.
Uğur'un lafı açılınca ona ne kadar hak verdiğimi iyice anladım. O benim aksime tanıdığı bildiği ailesinden uzak yıllar geçirmişti ve onların yanına gitmek istemesi kadar doğal bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Oyunları 2 : Arayış
FantasiZaman geçti ve her şey değişti. Küçükler büyüdü ve duygular gelişti. Kaçan yakalanmak istiyor ve ip uçları bırakıyor. Tüm bunların anlamı ne? O gün gelmiştir ve arayış çift taraflı bir şekilde başlıyordur. Bu sefer onları durduran en büyük engel ken...