Final Bölüm iki: Yeni Başlangıçlara!

385 58 35
                                    


Az sonra olacaklar en kıdemli hakimin bile vermeyeceği bir karar sonucu olacak olan şeylerdi. Ve bu kararı ben tek başıma alarak dünyaları asırlarca karşıma almaya yetecek bir suça, bir insanlık suçuna adım atıyordum. Doğa'dan yardım alıyor olsam da onun bu işi yaptığını tüm zihinlerden kendisinden bile silecektim. Bu işte o masumdu. Benim aksime. 

Bedenlerimiz kuru ve tozlu farklı bir boyuta ait atmosferin altında belirdiğinde gözlerimi yavaşça açtım. Ben göremesem de gözlerim acı kırmızısıydı.

-Ne yapacağımızı tahmin ediyor musun Doğa?

-E-evet, galiba tahmin ediyorum.

-Güzel, kolumu Doğanın kolundan çıkararak omuzlarımı ve boynumu esnettim. ...o zaman başlayalım. 

***

Doğanın bu boyutta neredeyse tamamen öldüğünü söylemem için doğa ustası olmama gerek yoktu. Hayat bu boyutu sonsuza kadar terk etmek üzereydi. Uzaklardaki tepelerden üzerimize koşarak veya yüzü olmayan ayakçıların sırtlarında gelen ve teslim olmayı reddeden büyücülere yüreğimde yanan acıyla baktım. Bunu yapmayı hiç istemiyordum ama son çarem buydu. Üzerimize yağan büyü bombardımanının altında zaman yavaşlamış gibiyken son kez zihinlerine konuştum. 

Bu size son uyarım, teslim olun ve hepimiz için ortak bir yuva kuralım. Geçmişi telafi edemem ama geleceğinizi temin edebilirim!

Dinlemiyorlardı. Mantıklarını yitirmiş büyücüler dışındakiler çoktan geri çekilmişti. Ama üzerimize gelenler artık sonlarının bile bile bunu kabullenmişlerdi. 

-Asla! 

-Geberin alçaklar!

Asla!

-Ya ölüm ya zafer! 

Demek ölümü seçmişlerdi. Boyut kapısının önünde dikilirken söylediklerime karşı gelen herkesin zihnine emrettim. 

Uyuyun!

Tüm asi büyücüler aynı anda birer çuval gibi yere yığılırken etrafa yayılan kırmızı tozu içime çektim. Bu kokuyu hiç unutmayacaktım. 

-Savaş, savaş bitti mi Aby?

Yanı başımda dikilirken bana bakan Doğa'nın saf yeşil gözlerine kan kırmızısı gözlerimde yanan alevlerle baktım. 

-Bu savaşı kazandığımız doğru Doğa, ama henüz bitmedi. 

Duygulardan arınmış yüzümü yukarıda tek bir bulut olmayan gök yüzüne çevirdim. Güneş, yaşayan her şeyi toza çevirmek istercesine kuvvetle en tepede parıldıyordu. Görmeye alıştığım sarı güneşin aksine bu güneş maviydi. 

Gök yüzüne ölümün yaslı grisi hakimdi. 

-Senden bunu istediğim için özür dilerim ama bunu yapmak zorundasın Doğa. Gücünün doğanın gücü olduğunu biliyorsun değil mi? Sen, gri büyücülerden çok daha güçlüsün. 

Gözlerimi korku içinde bana bakan kıza çevirdim. Boyu benden biraz daha kısa olduğundan bana aşağıdan bakıyordu. 

-Ne, ne yapmalıyım Aby? Ben, o kadar da güçlü...

Yüzümüm tamamen ona dönerek ellerimi omuzlarına koydum. Bunu yapması için onu zorlamayacaktım. Yapmak istemezse canım pahasına da olsa bunu ben yapacaktım. 

-Sen doğa ustasısın. Bu dünyada senden güçlü olan tek yaşam yine doğanın kendisi. Bunu anlamalısın. Gücüne ihtiyacım var Doğa. Yaşamın ve ölümün gücünü kullanmana ihtiyacım var. Biliyorum bu çok acımasız, etik değil, belki belki çok yanlış ama bu savaşı bitirmenin tek yolu bu. Eğer bunu yapmazsak bu savaş sonsuza kadar sürer. Büyücüler bizi affetse insanlar bu sefer düşmanımız olur. Bunun olmaması için bulduğum tek çözüm yolu bu! 

Zihin Oyunları 2 : ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin