Doğanın oyunları devam ediyordu. Her iki taraf da bazı sorunlarla uğraşırken doğa olması gerektiği gibiydi. Yani en azından bu boyut için olması gerektiği gibi...
Ateş ve Dicle'nin gözleri yavaşça kapanır yüzleri birbirine itilirken etrafta uçuşan ışıltılı perilerin bir kısmı da bir araya gelmiş başka bir şeyin peşindeydiler. Doğaya, dünyaya uyum sağlamak için üzerlerindeki uygunsuz kıyafetler değiştirilmeliydi.
Dicle'nin etrafı pırıltıyla kaplanırken siyah kıyafetleri gitmiş yerine koyu mor tek parça kumaşın arkadan bağlanmasından oluşan bir üst, altınaysa aynı renk şortun üzerine farklı tonlarda tül kumaş parçalarından bir etek gelmişti, saçları omzundan aşağı sarkarken uçları açık morun tonlarına bürünmüştü. Ateş'in kıyafetlerinin yerine ise koyu kırmızı omuzluklar ile dizlerinin bir karış yukarısında biten aynı renk tek parça düz inen bir etek gelmişti.
Dicle kıyafetlerin büyüyle değiştirilmesine dair tanıdık kıpırtıyı hissettiğinde dudaklarının birbirine değmesine milimler vardı. Neler olduğunu ve ne yapmakta olduğunu fark eden güç ustası dudaklarının sadece saniyelik bir dokunuşunun ardından kendini hızla geri çekti. Bu dokunuş sadece güç ustasını uyandırmakla kalmamış o ana kadar sarhoş olan Ateş'i de uyandırmıştı. İkili aynı anda farklı yönlere geri çekilirken gözleri irice açılmış şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı.
-Üzgünüm!
-Üzgünüm!
Aynı anda konuşan iki gencin suratı pespembeydi. Ancak uyanabilmiş olan ateş ustası kalbinin delirmiş gibi atmasına engel olamıyor, ilk defa bir yer ona bu kadar sıcak geliyordu. Az önce ne yapmıştı o, güç ustasına neler demişti öyle?! Henüz nefesini bile toparlayamamışken ormanda çıldırmış gibi el ele kendi etraflarında dönmelerini, konuşmalarını ve dudaklarının temasını, hepsini her ayrıntıyla hatırlıyordu. Tekrar neler olduğunu açıklamak için gözleri odaklarını bulduğunda, gördükleriyle bir kez daha sarsıldı Ateş. Güç ustası üzerinde perilere ait gibi duran ve kesinlikle hiç de tarzı olmayan kıyafetlerleydi. Yakışmadığını söylemezdi hatta bayılmıştı ama şaşırmıştı da.
Dicle, ellerini dudaklarına götürme isteğini bastırmaya çalışırken Ateş'in kendisine şaşkın ve biraz da hayran bakışlarını fark ettiğinde sorunun ne olduğunu anlamadan önce Ateş'e dikkatle baktı. Tişörtünü ne ara çıkarmıştı o! Dicle, onun ne ara bu kadar kas yaptığını düşünmeden edemedi. Ve gelirken de etek mi giyiyordu?! Ayakları da çıplaktı üstelik.
Bekle bir dakika!
İki genç bakışlarını kendi üzerlerine çevirdiler.
-NE?
-Etek mi?!
Tepkileri aynı anda veren ikili aynı anda birbirlerine tekrar bakıp telaşla birbirlerine arkalarını döndüler.
-Hadi canım oradan! Dicle, burada bir şeylerin normal olmadığı kesin. Sanırım William bunu demek istiyordu.
-Orasını fark ettim!
Dicle'nin sesinin ilk defa titrediğini duyan Ateş ona dönmek istedi. Teselli etmek, belki özür dilemek... ama şu an en iyisinin ne olduğuna karar veremiyordu. Çaktırmadan eteğinin ucunu kaldırıp altında şort olduğunu görerek rahatladıktan sonra hemen birkaç adım arkasındaki Dicle'ye döndü. Hala arkası dönük olan ve ellerini önüne almış olan Dicle şokta gibiydi. Ateş ona doğru bir adım atarken aslında söylediği şeylerin hiçbirinin yalan olmadığını düşünerek ilerledi. Peki ya Dicle'nin ona söyledikleri, onlar da gerçek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Oyunları 2 : Arayış
FantasyZaman geçti ve her şey değişti. Küçükler büyüdü ve duygular gelişti. Kaçan yakalanmak istiyor ve ip uçları bırakıyor. Tüm bunların anlamı ne? O gün gelmiştir ve arayış çift taraflı bir şekilde başlıyordur. Bu sefer onları durduran en büyük engel ken...