Gerçeği Görmek

338 59 55
                                    


-Köpeklerim onu duydunuz, çıkın gölgelerden.

Zemin, deprem oluyormuşcasına sallanmaya başlarken Kan'ın gözlerinde tek bir korku belirtisi bile görülmüyordu. 

-Çağan, kendinizi korumaya al ve sakın bayılayım deme. 

Çağan bilgenin dediğini yaparken etraflarına buzdan saydam bir duvar ördü. Kalan son gücü de bitmiş gibi hissediyor ama direniyordu. Abriana'yı yüz üstü bırakamam. 

Onu ayakta tutan şeylerden biri kucağındaki zihin ustasıyken diğeri Ava'ya ve kara büyücülerine duyduğu öfkeydi. Ailesini ondan alanlara duyduğu öfke onu uyanık tutuyordu. Dişlerini kırarcasına birbirine bastırırken gözleriyle boğmak istermiş gibi Zeina'nın bedeni içindeki Ava'ya bakıyordu. Bunu yaparken arkasında uzanan denizin yavaş yavaş donuyor olduğundan habersizdi. 

Ormandan, toprağın altından, gök yüzünden ve sudan, geliyorlardı. Bunlar öncü ayakçılardı. 

-Oo, zihin ustası bunların çocuğunu temizlediğini sanıyordu ama yanılıyor, geldikleri yerde daha yüzlercesi var. Bakın benim tatlı çocuklarıma, ne güzeller...

Ava, buzların arasından kurtardığı eliyle sürünerek üzerilerine gelen yaratıkları işaret ediyordu. Birden çok kol ve bacak benzeri uzuvu olan bu canavarların yüzlerinde koca kara bir delik vardı. Bu delikten akan siyah sıvı damladığı yeri eriterek dumanlar çıkmasına neden oluyordu. 

Çağan buzdan canım etrafını sarıp, cama vurmaya devam eden canavarlara tiksintiyle dolu korkuyla bakıyordu. Hayatında bunlardan daha çirkin pek az şey görmüştü. Bu şeylerin arasında Ava'nın gerçek suratı vardı. Buzdan hançerleri yaratıkların kafasının delik olmayan kısımlarına saplayınca canavarlar yok oluyordu.  Ağızlarından sokulduğundaysa buz buharlaşarak kayboluyordu. Kan'sa, kendine doğru sürünerek, zıplayarak ve yuvarlanarak yaklaşan, ağızlarından fısıltılı sesler çıkaran bu canavarlara birer karınca gibi bakıyordu.

-Yalan söylemene gerek yok Ava, bunların deminkilerden çok daha düşük seviye ayakçılar olduğunu herhangi biri bile söyleyebilir. 

Kan'ın koyu sarı gözlerinin rengi açılırken ona ve Çağan'a beş metreden çok yaklaşan her canavar buharlaşmaya başladı. Su ustası etkilenmekten çok, bu çirkin şeyleri artık yakından görmeyeceği için sevinmişti. 

-Birkaç güçsüz ayakçıyı yaktın diye sevinme hemen canım. Onların ne için olduğunu biliyorsundur değil mi?

-Dikkat dağıtma. 

Kan, derin bir nefes alırken artık on metre yakınındaki her canavarı küle çevirmeye başlamıştı. 

-Bu şeyler savaşçıların dikkatini dağıtırken asıl büyücüler bir şeylerin peşinde değil mi? Klasik. Ama pek beklediğiniz gibi gitmemiş olsa gerek. 

Ava'nın yüzündeki gülümseme solarken göz ucuyla şehrin olduğu yere baktı. Kan konuşmaya devam ediyordu. 

-Buraya neden geldiğinizi biliyorum. Son bir dikkat dağıtıcı saldırı ve daha fazla büyücüyü tek seferde kaçıracaktınız. Geçenki savaşta yaptığınız gibi. Ama neden? Neden ak büyücüleri, büyücüleri geçtim, normalin üstünde büyü gücü taşıyan herkesi kaçırıyorsunuz? Neden?!

Kan'ın gözleri tamamen Beyaz'a dönerken yüzlerce metredeki her ayakçı küle dönmüştü. Kan, Ava'ya ezici gözlerle bakarken Ava konuşmamak için kıvranıyordu. 

-Aptal kızın hiç gücü yok! 

-KONUŞ! 

Ava çırpınmayı kestiği anda hızlıca konuştu. 

Zihin Oyunları 2 : ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin