Ödenecek Bedel

396 64 40
                                    


Şehrin dört bir yanından hissettiğim kara büyü dalgaları her geçen saniye akın akın yükseliyordu. Bu gerçekten yaşanıyordu, Ava'nın çıkarttığı ilk savaştan çok daha kalleşçe bir şekilde uyuyan şehre saldırmayı seçmişlerdi kara büyücüler. Şaşırmamıştım.

Bu büyü dalgası, yanan boyutta baş ettiğimden çok daha büyüktü. Pek çok kişinin öfke, hırs, intikam gibi duygularıyla yaptığı büyüler tarafından sarılmıştık. İçimdeki kara ve beyaz büyüyü birbirine katarken zırhım grileşmeye başlamıştı. Aşağıda arkadaşlarımın ve ailemin şaşkınca beni izlediğini bilirken derin bir nefes aldım. 

Yine başlıyordu. Bilincim bir pamuk ipliğinin üzerinde dengede dururken aşağısı bilinçsizlikti. Ama bu sefer aklımı yerinde tutmam gerekiyordu. 

Kollarımı iki yana açarken bedenim henüz tamamı ortaya çıkmayan gücün altında ezilmeye başlamıştı. Duru görümün alanı genişlemişti. Şehrin altında yüzeye tırmanmaya çalışan ayakçıların olduğunu, gök yüzünde ağızlarından alevler çıkaran ne olduğu belirsiz yaratıkların olduğunu, tüm şehri kötü bir enerjinin kapladığını, sığınaklarda ağlayan bebekleri, annelerine sarılmış çocukları, titreye insanları, ormandaki yaprakların hışırtısını, perilerin çığlıklarını ve daha fazlasını duyabiliyordum. 

Üzgünüm ama sizi kullanmak zorundayım

Çağan'ın ve poyrazın güçlerini gök yüzüne yönlendirerek havayı keskinleştirdim. En keskin kılıçtan daha keskin olan havayla gök yüzündeki yaratıkları içine kattığım büyüyle kestim. Dicle'nin güç dalgalarını yer altına gönderirken Doğa'nın gücüyle birleştirdim. Yer altındaki ayakçılar köklerle sarılırken güç dalgaları onları ezdi. 

Zihnime yaralanan insanların çığlıkları dolarken yerden biraz daha yükseldim. Şimdiden canım yanmaya başlarken zoraki gülümsemem yüzümü doldurdu. 

Henüz bitmemişti. 

***

Yerden birkaç metre yükselmiş olan Abriana daha önce onu bu şekilde görmeyen herkesi ürkütebilecek kadar transtaydı. Havada süzülürken bağdaş kurmuş, kollarını etrafında dolandırarak kimseye anlamlı gelmeyen hareketler yapıyordu. 

Bu Abriana değil,

Güç ustası diğerlerinin fark etmediği şeyi fark etmişti. Az önce benim aracılığımla güçlerimi kullandı. Abriana, tehlikeli, hayır tehlikede görünüyor. Etrafını korumaya o kadar odaklanmış ki şu an her türlü saldırıya açık. İçime kötü bir his var. Sadece bu değil, çok kötü bir şey, biri...

-Dinleyin. Abriana tüm şehri korurken biz de öylece izleyemeyiz. Şehrin dışından geleceklere karşı korunuyoruz ama şehrin içine daha önce sızmış olabilirler. 

Yerde otururken anlam veremeden her dakika daha da yorulan Çağan güç ustasını onayladı. Ellerini istemsizce göğsüne bastırıyordu. Nefes almakta neden zorlanıyorum? Herkes tehlikede, sevdiklerim tehlikede...

-Bu şehre ait olmayan bazı su izleri hissediyorum. Hepsi de bize doğru geliyor. 

Gözlerini Alper ve Kral Fatih'e çeviren Çağan bilginin dışında tutulduğu için alınmıştı. 

-Hedeflerinin kahinler olduğunu söyleyebilirim. 

Fatih yüzündeki buruk gülümsemeyle onaylarken elini o ana kadar yanından hiç ayrılmadığı oğlunun omzuna koydu. Artık saklamanın bir anlamı yoktu.

-Çöl Krallığı Kralı Çağan'dan da bunu beklerdim. Bu doğru. Hedef biziz.  Buradan sağ çıkarsak her türlü suçu üzerime atabilirsiniz ama şimdi bunu tartışmadan önce gardımızı alalım.

Zihin Oyunları 2 : ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin