16. Bölüm ❝İhanet❞
✨
Evli bir çiftten biri diğerini aldatırsa bu ihanet olur. Çok yakın iki arkadaştan biri diğerine kazık atarsa bu da ihanet olur ama Cihan'ın gözlerinde gördüğüm ihanet duygusu ne aldatmaya ne de dost kazığı ihaneti değildi. Bu bambaşka bir şeydi.
Ben Cihan'ın geçmişini mahveden bir kadınla aynı masada oturuyordum. Bu kadın Cihan'ın geçmişte üzerinde sigara söndürmüş, kemerle yatağa bağlayıp dövmüş, daha bilmediğim bir sürü şey yapmıştı ve ben bu kadınla bu masada oturmuş konuşuyordum.
Dudaklarımın titrediğini hissettim. Gözlerim ihanet hissiyle koyulaşmış mavi gözlerin derinliklerinde kayboluyor, odağımı bulamıyordum. İhanet etmedim demek istedim. Cihan'ın tam karşısında durup ben sana ihanet etmedim bana öyle bakma diye haykırmak istedim ama yapamadım nutkum tutulmuştu.
Başını nefretle iki yana sallayıp restorandan çıktığında kendime geldim ve hemen bende peşinden koştum. Çiçek'in arkamdan kahkahalarla güldüğünü duyabiliyordum. Cihan tam restorandın önüne park ettiği arabasına binecekken kolundan tutup onu durdurdum
''Bekle! Açıklamama izin ver lütfen''
''Çek elini! Sakın dokunma bana!'' kalbim bir tekme darbesi yedi sanki ve göğüs kafesimin içinde acıyla sıkışmaya başladı
''Cihan ne olur dinle beni. Sandığın gibi değil'' mavi gözleri artık ihanetle değil, nefretle yoğunlaşmıştı. Bana 'Senden nefret etmiyorum Cemre' demişti. O zaman neden bana nefretle bakıyordu? Ben ona ihanet etmedim aksine onun iyiliği için Çiçek'in yanına gittim
''Ne sandığım gibi değil he? Mezarlıkta ki halimi görmedin mi? Nasıl olurda gidersin o kadının yanına? Ben sana güvenmiştim!'' söyledikleri paslı bir hançer misali kalbime saplanıp canımı yaktı. Sol gözümden bir yaş firar ettiğinde kendimi tutamayıp içimdekileri ağlayarak kusmaya başladım
''Ben arkandan iş çevirmedim Cihan. Yemin ederim ki sana ihanet etmedim'' öfkeyle elini arabanın tavanına geçirdi
''Ne işin vardı lan o zaman kadının yanında!?''
''O çağırdı beni. Yemin ederim o çağırdı konuşmak için''
''O çağırdı ve sende gittin öyle mi?''
''Evet! Senin karşına çıkmakla tehdit etti beni o yüzden gittim. Mecbur kalmasaydım gitmezdim yemin ederim''
''Bırak palavrayı ya!'' deyip son kez gözlerimin içine nefretle baktı ve arabasına atlayıp gaza basarak yanımdan ayrıldı. Arkasında nasıl bir enkaz bıraktığının farkında mıydı acaba? Daha fazla ayaklarım beni taşıyamadı ve restorandın önüne yığıldım. Elim soğuk zemine değerken gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp yeri ıslatıyordu
''Demiştim sana değil mi? Benimle başa çıkamazsın'' duyduğum sesle doğrulmaya çalıştım fakat elimin üstünde bir baskı hissedince acıyla inledim
''Oğlumla arama girdiğine pişman edeceğim seni! Karşında kim var haberin yok senin kızım. Ben Çiçek Çakır'' elimin üstüne son bir kez topuklu ayakkabısıyla bastı ve yanımdan ayrıldı. Hemen yerden kalkıp topuklu ayakkabısının izi çıkmış elime baktım. İnce topuklu ayakkabının ucunun geldiği kıpkırmızı olmuş tabanının geldiği yerde ise yer yer morluklar vardı
Çiçek Çakır'mış! Hah! Aptal kadın!
Elimin acısını göz ardı edip bir taksi durdurdum ve ablamın evine gittim. Bu halde kendi evime gidemezdim. Cihan beni paramparça etmişti ve onu görmek istemiyordum. Nasıl olurda ona ihanet ettiğimi düşünürdü ki? Ona kendimi anlatmaya çalışmıştım ama beni dinlemeden hemen yargılamış, bana inanmamıştı. Nasıl bana inanmazdı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret (Zoraki Evlilik)
ChickLitGeçmişte annesinin ona yaşattıklarından dolayı bütün kadın ırkından nefret eden Cihan, babası tarafından para karşılığı satılan Cemre ve zoraki bir evlilik. Cihan, geçmişi atlatıp diğer kadınların annesi gibi olmadığına inanarak bir yuva kurabilir m...