13. Bölüm •Hastane

16.6K 491 100
                                    

13. Bölüm ❝Hastane❞

''Baba?''

''Aç kapıyı! Nerede o kocan olacak herif!?''

''Baba ne oldu? Sakin olur musun lütfen?'' babam öfkeyle demir kapıya vurmaya başladı

''CİHAN!'' diye bağırmaya başladığında susması için her şeyi yapabilirdim. Eğer babamla Cihan karşı karşıya gelirse hiç iyi şeyler olmazdı. Babamın sesini duyan Cihan kapıya gelince gözlerinin içine baktım. Hayran kaldığım mavi gözleri şimdi öfkeyle gölgelenmiş, nefretle parlıyordu

''Ne var?'' diye sordu büyük bir nefretle. Babam anneme sığınan Çağrı'yı gösterdi eliyle

''Sen ne hakla benim oğluma kardeşinle görüşme dersin?'' Cihan demir kapıyı sürükleyip açtı ve babamın karşısında dikildi

''O artık şerefsiz oğlunun kardeşi değil! Benim karım!'' babam Cihan'ın Çağrı'ya şerefsiz demesinin üzerine öfkeyle köpürdü ve Cihan'a yumruk atmak için elini havaya kaldırdı ama Cihan babamdan önce davranıp babamın yumruğunu havada yakaladı

''Sen kimsin de bana vurmaya kalkıyorsun?'' deyip babamı geriye doğru ittirdi

''Şimdi defolun evimden! Hiçbirinizi görmeyeceğim burada!'' deyip demir kapıyı sürüyerek babamların üzerine kapattı ve beni bileğimden tutup eve soktu. Mavi gözlerini kapatıp sakinleşmek istercesine derin derin nefesler almaya başladı. Cihan'la abim Çağrı'nın bu sözlü kavgası günler önce olmuş bir şeydi. Kesin Çağrı mutluluğuma limon sıkmak için babama daha yeni ötmüştü!

''Görüşmeyeceksin''

''Efendim?''

''Ailenle görüşmeyeceksin!'' buğulanmış gözlerimle Cihan'a baktım

''Onlarla iletişimimi kesemem. Nede olsa boşanınca baba evine geri döneceğim'' sanki az önce aldığı nefesler yetmemiş gibi derin bir nefes daha aldı Cihan

''Evi sana bırakırım babanın evine dönmek zorunda kalmazsın'' Cihan'ın bu cümlesi kalbimi acıttı. Ne olurdu ki boşanmayacağız dese? Ölür müydü? Bir yumru boğazıma oturduğu için cevap vermeyip başımı sallamakla yetindim sadece.

''Baban şey olunca...'' ölünce demek istememiştim

''Onun evine mi yerleşeceksin?''

''Babam ölmeyecek ki'' kaşlarımı çattım

''Nasıl yani? Ama bana evlenmeden önce babam hasta ölecek demiştin'' güldü

''Babam hasta değil. Sen evlenmeyi kabul et diye öyle dedim'' koltuktan bir yastık kapıp kafasına attım

''Yalancı! Kandırdın beni!'' kafasını attığım yastığı yerden alıp bu sefer bana attı. Yastık sertçe kafama çarptığı için dengemi kaybedip kafamı birde duvarı vurdum

''Ah! Hayvan!'' Cihan yanıma geldi

''İyi misin?''

''Çek elini!'' deyip elini ittim

''Benim ne suçum var kızım? Kendin çarptın duvara kafanı!''

''Eğer sen hayvan gibi kafama yastık atmasaydın çarpmazdım!''

''İlk sen attın yastığı bana. Yani sen başlattın'' ofladım o da güldü

''Neyse. Acıdı mı çok?''

Nefret (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin