19. Bölüm •Cihan'a koşmak

14.9K 452 43
                                    

19. Bölüm ❝Cihan'a Koşmak❞

Ağırlaşmış göz kapaklarımı zorlukla araladığımda hala demir parmaklıkların arasında olduğumu gördüm. En son açlıktan ve susuzluktan bitkin bedenimi yatağa bırakırken bir kapı kırılma sesi ve ardından onun kadife sesini duymuştum

''Geldim Cemre. Seni kurtarmaya geldim'' demişti. Beni kurtarmaya gelmişti. Ama burada yoktu. Neredeydi? Neden ben i kurtarmaya geldiğini söylediği halde kurtarmamıştı? Hayalle gerçeği ayırt edemiyordum artık. Bedenim isyan bayraklarını çekmiş, beynim iflas ediyordu. Cihan'ı istiyordum birde su ve yemek ama onsuz boğazımdan tek lokma geçmezdi benim, geçemezdi...

Gördüğüm rüyanın etkisiyle bütün sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. Vücudum o kadar çok susuz kalmıştı ki göz yaşlarım akmıyordu bile. Cihan'ı istiyordum. Su, yemek umurumda bile değildi. Sadece Cihan'ı istiyordum. Kocamı istiyordum...

Ahşap kapının açılma sesiyle toparlanmaya çalıştım ve uyumaktan mayışmış bedenimi güçlükle kaldırdım. Sahi kaç gün olmuştu? Beş? Altı? Kapıdan içeriye giren kişiyle omuzlarım çöktü hüzünle. Yine Sado denen o adam gelmişti. Neden Cihan gelmiyordu? Neden? Beş gündür bu adamın elindeydim ve Cihan hala beni bulamamıştı. Belki hala yokluğumu fark etmemişti ya da beni arama tenezzülüne bile girmiyordu. Sonuçta ben bir kadındım ve Cihan tüm kadınlardan nefret ediyordu.

''Cemre?'' Sado demir kapıyı açıp yanıma çöktü ve yüzümü avuçladı

''Ne bu halin? Perişan görünüyorsun'' elimi yataktan kaldırıp elinin üzerine koydum ve ellerini yanaklarımdan itmeye çalıştım ama başaralı olamadım. O derece halsiz ve güçsüzdüm

''Dokunma bana'' sesim o kadar sessizdi ki Sado'nun beni duyup duymadığından emin bile değildim. Ayağa kalkıp küçük dolaptan bir poşet çıkardı ve bana attı. Poşet Çiçek'in bastığı elimin üzerine gelince acıyla inledim Sado'da hemen endişeyle yanıma geldi

''İyi misin? Ne oldu?''

''Bırak'' elimi avucunun içinde çektim. Her an bayılacak gibiydim gözlerimi bile açamıyordum. Elimdeki acı bile beni kendime getirememişti. Sado oflayıp demir kapıyı üzerime kilitledi ve ahşap kapıyı da kilitleyip evden çıktı bende güçten düşmüş bedenimi tekrar yatakla buluşturdum

Cihan beni bulmuyorsa neden ailem beni bulmuyordu? Onlarda mı aramıyordu beni? Ablam? O da mı sevmiyordu artık beni? Babam? Onun evladı değil miydim ben? Burada resmen ölümle cebelleşiyordum ama onlar beni umursamıyor muydu yani? Benim tüm umudum Cihan'ken o da ailem gibi yüz üstü bırakmıştı. Ben zaten ailemden beni parayla sattıklarında ümidi kesmiştim demek ki onlarda artık benden ümidi kesmişti. Zaten ailemle kavga etmemiş miydik? Eğer kavga etmeseydik düşerler miydi peşime? Kurtarırlar mıydı beni? 

Bu sefer çaresizliğime ağlamaya başladım. Kuruyan göz pınarlarım adeta can çekişiyordu. Burada ya açlıktan ölecektim ya da Sado bana tecavüz edecekti. Kaçışım yoktu. Kimse beni kurtarmaya gelmiyordu. Küçüklüğümden beri sığındığım güvenli limanım ablam bile beni kurtaramamıştı. 

Güçlükle ayağa kalkıp Sado'nun bana attığı poşeti kavrayıp demir parmaklıkların ardına ittim. Yemek yemek istemiyordum. Burada açlıktan geberip gitmek istiyordum o zaman ailem ve kocam benden tamamen kurtulmuş olurlardı. Bende Sado'dan kurtulmuş olurdum

Varlığını yeni fark ettiğim duvar dibine monte edilmiş küçük televizyon aniden açıldığında korkuyla irkildim. Bu televizyonu neden daha önce fark etmemiştim ve en önemlisi bu televizyon nasıl kendi kendine açılmıştı? Gözlerimi aralayıp televizyona odaklandım bir haber kanalı açıktı

Nefret (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin