35. Bölüm ''Müebbet''
✨
''Cemre hadi!''
''Geliyorum'' diye seslendim aşağıda beni sabırsızlıkla bekleyen Cihan'a. Bugün babamın davası görülecekti ve Cihan'la birlikte mahkemeye gidecektik. Aynamın karşısına geçip saçlarımı tepeden topuz yaptım ve göğüslerim belli olmasın diye üzerime ince bir ceket giyip fermuarı çektim. Hala daha sutyen takamıyordum.
''Sonunda!'' dedi Cihan beni merdivenlerin başında görünce. Yavaş adımlarla yanına gidip koluna girdim.
''Abart abart! Beş dakika sürdü alt tarafı'' bana yandan bir bakış atıp kapıyı açtı ve birlikte evden çıktık. Cihan önce arabanın kilidini açtı sonra evin kapısını kilitledi. Birlikte arabaya bindiğimizde Cihan uzaktan kumandayla demir kapıyı açıp arabayı bahçeden çıkardı ve ardımızdan demir kapıyı tekrar kilitledi.
Yol boyunca sessizliğimi koruyup camın ardından etrafı izledim. Sado belası başımdan gitmişti ama Çağrı katil olmuş, babam Çağrı'nın suçunu üstlenip hapse girmişti. Üzülüyordum. Beni umursamayıp sırtımdaki yarama aldırmadan beni döven babam için üzülüyordum. Sonuçta Çağrı Sado'yu benim yüzümden öldürmüştü babamda Çağrı yüzünden hapse girmişti.
''Geldik''
''Efendim?''
''Geldik diyorum'' başımı sallayıp arabadan indim. Ben iner inmez Cihan'da arkamdan inip arabanın kapılarını kilitleyerek yanıma gelip sıkı sıkı elimi tuttu ve birlikte adliyeye girdik. Annem, ablam ve Çağrı buradaydı. Annem ablamın omzunda ağlıyordu Çağrı'ysa ifadesizce durmuş karşısındaki duvara bakıyordu. Bizi ilk fark eden Çağrı oldu ve yaslandığı duvardan hızla yanımıza gelip yarama dikkat ederek bana sıkıca sarıldı.
''Cemre'm. Nasılsın abiciğim?''
''İyiyim'' deyip ondan geri çekildim ve hüzünle baktım gözlerine. Alnıma bir öpücük kondurdu.
''Üzülme bir tanem. Senin bir suçun yok'' yanılıyordu. Benim çok suçum vardı.
''Ama-''
''Senin bir suçun yok dedim Cemre'' konuşmalarımızı duyan annem başını ablamın omzundan kaldırıp göz ucuyla bize baktı. Kaşları anında çatılırken ablamın yanından kalkıp öfkeli adımlarla yanımıza geldi. Bana vurmak için kaldırdığı elini Cihan havada yakaladı ve hafifçe geriye doğru kıvırdı.
''Ben sana karakoldayken ne dedim!?'' diye bağırdı hiddetle. Annemin bakışları bir an korkuyla değişse de hemen kendini toparlayıp Cihan'ın elinden elini kurtarmaya çalışıyordu. Bense üzüntüyle Cihan'ın arkasına geçip her zamanki gibi ona sığındım.
''Geri bas ulan delirtme beni!'' deyip annemi geriye itti. Bu sefer Çağrı devreye girip annemin kulağına bir şeyler fısıldadı ve annemi bizden uzaklaştırdı. Az önce yaşanan kargaşadan dolayı ana sarılamayan ablam hızlı adımlarla yanıma gelip yavaşça bana sarıldı.
''Cemre'm. İyisin değil mi ablacığım?''
''İyiyim abla'' o sırada iki jandarmaların arasında, elleri kelepçeli şekilde babam adliyeden içeriye giriş yaptı.
''Mehmet! Mehmet'im!'' annem feryat figanlar koparıp kendini babamın kollarına attığında babam kelepçeli ellerini yukarıya kaldırıp annemi göğsüne yasladı. Ablamla Çağrı'da annemin ardından babamın yanına gittiklerinde ben Cihan'ın yanında babama uzaktan uzaktan bakmakla yetindim. Babam Çağrı'yı sıkı sıkı öpüp kokladıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Nefretle bakıyordu yüzüme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret (Zoraki Evlilik)
Literatura FemininaGeçmişte annesinin ona yaşattıklarından dolayı bütün kadın ırkından nefret eden Cihan, babası tarafından para karşılığı satılan Cemre ve zoraki bir evlilik. Cihan, geçmişi atlatıp diğer kadınların annesi gibi olmadığına inanarak bir yuva kurabilir m...