9. Bölüm •Minibüs

17.9K 513 122
                                    

9. Bölüm ❝Minibüs❞

Daha fazla Cihan'ı düşünmeyip dün ona söz verdiğim gibi peynirli poğaça yaptım. Poğaçalarım mis gibi olmuştu. Bir kaba Cihan ve işçiler için poğaçaları doldurdum ve dükkana gitmek için evden çıktım. Dükkana geldiğimde patron masasında oturan Bülent karşıladı beni

''Abla hoş geldin''

''Hoş buldum''

''Cihan abi yok abla''

''Yok mu? Nereye gitti?''

''İnşaata uğrayacaktı bugün gelir ama birazdan. İstiyorsan bekle'' başımı sallayıp koltuğa oturdum

''Çay içer misin abla?''

''İçerim'' Bülent hem kendine hem de bana bir çay söyledi. Çayım bitmek üzereyken Cihan gelmişti. Beni görünce mavi gözleri yine nefretle parladı. Acaba bu sefer nefretini hak edecek ne yapmıştım?

Unuttun mu Cemre? Cihan tüm kadınlardan nefret ediyor

İç sesimi susturdum.

''Tamam Bülent sen atölyeye dönebilirsin'' Bülent başını sallayıp çayının son yudumunu fondipledi ve arka kısma atölyeye gitti. Bülent gider gitmez Cihan öfkeyle kolumu kavradı

''Bırak!'' kolumu Cihan'ın ellerinden kurtarmaya çalıştım ama hayvan herif bırakmıyordu!

''Ne işin var senin burada? Neden geldin!'' kolumu en sonunda elinden kurtardığımda masanın üstünde duran poşeti işaret ettim

''Dün söylediğim gibi peynirli poğaça yapıp getirdim!'' poşeti masanın üstünden aldı ve soğuk bakışlarıyla bana döndü

''Kaybol!'' dediğini yapıp dükkandan çıkıp gözlerden kayboldum. Böyle davranması hiç hoş bir şey değildi. Eve geldiğimde Cihan'ın git gelli davranışları yüzünden ağlamaya başladım. Niye elin herifi için ağlıyordum ki? Sonuçta beni sevmiyordu tabii ki bana iyi davranacak değildi. Biz sadece aynı evde yaşayan iki yabancıydık ne de olsa...

Ağlamayı kesip ablama gitmeye karar verdim ve kalan poğaçaları bir kaba koyup evden çıkarak minibüse bindim. Minibüs tıklım tıklımdı. Adım atacak yer bile yoktu. 

''Pardon biraz yana kayar mısınız?'' dedim teminden beri dibimde olan adama

''Nereye kayayım? Yer mi var sanki?'' deyip bana biraz daha yanaştı adam. Ya sabır! Tamam Cemre sakin ol. Arkamda hissettiğim sertlikle gözlerim fal taşı gibi açıldı ve arkamdaki adama dönüp çantamla kafasına kafasına vurmaya başladım

''Sapık şerefsiz! Durdurun arabayı! İNECEĞİM!'' şoför minibüsü durdurunca hemen kendimi dışarı atıp derin derin nefesler almaya başladım. Bir daha minibüse binmek mi? Tövbe! Pisi pisine gidiyordum az daha!

Kalan mesafeyi yürüyerek ablamın evine vardım. Ablam yine kapıyı güler yüzüyle açmıştı.

''Hoş geldin canım''

''Hoş bulduk abla'' ablam elimde ki poşeti alınca ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim. Ablam çayı demleyip poğaçalarla birlikte masaya getirdi. Bir yandan poğaçamı yerken diğer yandan da dün gece olanları ablama anlattım

''Ay inanamıyorum Cemre! Dün niye haber vermiyorsun bana?''

''Rahatsız etmek istemedim abla. Zaten Cihan yalnız bırakmadı beni'' yine birlikte uyumuş olmamız aklıma gelince kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Ne zaman Cihan'ı düşünsem kalbim göğüs kafesimi zorlayarak hızlı hızlı çarpıyordu

Nefret (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin