50. Bölüm •Aydın'lanmış Günler

1.3K 64 6
                                    

50. Bölüm Aydın'lanmış Günler

Boğazımın acı bir hissiyatla yandığını hissettim. Odağımı kaybetmiştim. Gözlerim o kahverengi gözlerde donup kalmıştı. Cemre'nin yutkunduğunu gördüm. Onunda benden farkı kalır bir yanı yoktu. İkimizde donup kalmıştık.

"Cihan?" yıllardır hasret kaldığım sesini işittiğimde bedenim bir kasırganın eşiğinde can çekiyormuş gibi hissettim. O buradaydı, tam karşımda duruyordu.

Burada ne işi vardı? Ne yapıyordu? Beni ve ölen oğlumuzu bırakıp, terk edip Palermo'ya mı kaçmıştı?

"Cihan bir şey söyle" tam ağzımı açıp birkaç bir şey söyleyecekken bir adam yanımıza gelip elini Cemre'nin beline koydu.

"Cemre, müşterilerimizin siparişini aldın mı?" dişlerimi sıktım. Bu yavşak hangi puşt oluyordu da karımın beline elini koyuyordu!?

"A-alıyorum" Puşt gülümseyip yanımızdan ayrılınca hışımla oturduğum yerden kalktım. Sinirden deliye dönmek üzereydim.

"Kim o puşt!?"

"Ne?" Cemre afallamıştı.

"Az önce gelen herif, kimdi o?"

"Patronum" derin bir nefes alıp burun kemiklerimi sıkıştırdım.

"Onun ecdadını sikerim!" sinirle yürümeye başladığım sırada yumuşak bir el kolumu sarınca olduğum yerde kaskatı kesilmiştim. 5 yıl sonra ilk defa temas ediyorduk birbirimize, 5 yıl sonra yeniden...

"Cihan dur lütfen!" yavaşça ona doğru döndüm. Hiç değişmemişti, sanki aksine daha bir güzelleşmişti. Şu anda onu deli gibi öpme isteğim mantıklı mıydı? Hayır değildi! Çünkü o beni terk etmişti. Peki neden şu an onu belinden kavrayıp dudaklarına yapışmak istiyordum.

"Volkan gidelim" kolumu Cemre'nin elinden kurtarıp arkadaşımıda alıp arabayı park ettiğimiz yere doğru yürümeye başladım. Onu ardımda bırakmıştım çünkü o da yıllar öncesinde aynı şeyi yapmıştı. Acısını benimle yaşamak yerine kaçmayı tercih etmişti.

Yüzük parmağımı avucumun içine bastırıp alyansımla oynamaya başladım.

"İyi misin?" omzuma dokunan elin sahibine dönüp ona sıkıca sarıldım.

"O burada Volkan. Onu gördüm" Volkan'da bana sarıldı.

"Şşt!" derin bir nefes aldım ve otele geri dönüp tekrar kafeteryaya geçtim. Cemre ortalarda yoktu, nereye gitmişti acaba?

"Niye geri geldik ki buraya?"

"Niye geri gelmeyelim? O yokmuş gibi davranacağım" Volkan sessiz kaldı. Bu sefer yanımıza garson yerine o puşt geldi. Görelim bakalım karımın beline elini koymak ne demekmiş!

"Benvenuto! Cosa compreresti?"

"Bir daha karıma dokunursan senin hayatını sikerim!" adam şaşkına dönmüştü. Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra gülümsediğini gördüm

Nefret (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin