(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.)
(Düzenleniyor...)
Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun.
Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...
Elçin'in camı açmasıyla uyandım. Üstümü değiştirdim. Yarın mahallede düğün vardı. Biz de alışverişe gidecektik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağı indim. Bahçede kahvaltı yapıyorduk. Görüş alanıma Damla cadısı girdi. Çınarların bahçesine girdi. Elinde ne vardı onun? Börek mi? Hah! Hazır almıştır evde kalmış sarı boya.
Kaşlarımı çattım. Onları izlemeye devam ettim. Onlar da kahvaltılarını bahçede yapıyordu. Damlayla gülerek masaya oturdular.
"Bu numarayı yedin mi cidden?"
"Ne dedin, Kum?"
"Ha. Yok. Yok bir şey."
Salak! Sesli düşünmesene.
Ağzına düşecek çocuğun!
Şeker alma ayağına çocuğun elini tutuyor!
"Elini kırarım senin, çakma sarı."
Elçin gülümseyerek son heceyi uzatıp "Kum." dedi.
"Ne be ne?"
"Çınarları mı izliyorsun?"
"Hayır. Damlayı izliyorum. Bak bak çakma sarı boya küpü, yürüyen gratise bak! Sonra Gratisin stoğu neden bitiyor. Bunun yüzündeki fondotenle ülkeye boya badana yapılır be. Hatta ve hatta ihracata da başlanır."
Gülmeye başladı. Gözlerimi en sonunda onlardan ayırabildim. Elimi gerip ona doğru açtım. Bu 'ne var lan' işaretiydi.
"Ne gülüyorsun sen de be!"
"Kum, sen kıskandun mi?"
"Elçi, sana burdan bir çakarım. Feleğin şaşar. Bir git ya! Ben bakkala gidiyorum. Çikolata alacağım."
"Çikolata kusacaksın."
"Keşke.."
Bahçe kapısından çıktım. Bizim ev ve Çınarların evinin arasından çıkmıştım. Kısa bir süre yanımda adım sesleri ve silüet belirdi. Göz devirdim.
"Günaydın."
Gonoydon.
"Hı. Ondan."
Gülünce durdum.
Yüzümü buruşturarak "Ne gülüyorsun be!" dedim.
"Bugün güzellik uykunu tam alamadın sanırım. Bir asabiyet var üstünde."
"Ben aldım ama bazıları almamış olabilir. O kadar makyajı yapmak için günlerce çalışmak gerekir çünkü."
Kaşlarını hafifçe çattı. Hemen sonra alayla gülerek havalandırdı.
"Ne o? Kıskandın mı?"
"Şaka mı yapıyorsun? Geberdim." dedim aynı onun gibi alayla. Ama Ben yüzümü buruşturmuştum.
