"Tüh, ölmemiş. Şansına Kum."
Sude'yi umursamadan uzaylı görmüş gibi bize bakan Çınar ve adama baktım.
"Siz ne ara geldiniz?"
"Benim cenazemi kaldırırken."
Güldüm.
"Donuyorum Çınar."
"Üzülme. Helvanı kakaolu yaparım. Yanına dondurma fıstık da koyarım."
"Abiciğim fıstığı yanına değil üstüne koyacaksın."~Sude
"Ya ben donuyorum! Sonra tartışırsınız üstüne mi yanına mı koyacağınızı."
"Kakaolu helva isteyen kızım haklı. Mosmor olmuş yüzü. Hadi gelin kızlar. Bizim kulübeye geçelim. Fırtına var. Daha fazla burada duramayız. Yollar kapanır birazdan."
"Otele gitmeyecek miyiz?"~Sude
"Yollar kapalıydı. Kulübeye giden yol da kapanmadan hadi."~Çınar
Sude ayağa kalktı. Çınar beni kucağına aldı. Arka koltuğa oturttu. Öne geçti. Sudeyle ben arkada, adam ve Çınar önde oturuyordu.
Dışarıda hissettiğim soğuğun çok daha fazlasını hissediyordum şuan. Donmuştum!
Kısa yolculuğumuz bitmişti. Çınar beni kucağına aldı tekrar. Eve solana kadar esen rüzgarlar o kadar sertti ki derim rüzgarın esiş yönüne doğru ezilmiş olabilirdi. Saniyeler süren yolda bile saçlarım ve üstüm kar olmuştu.
Hayatımda ilk defa kar fırtınası görüyordum!
Bir daha görmek isteyeceğimi de sanmıyordum açıkçası.
Orta yaşlarda bir kadın kapıyı açtı. Hareket edemiyordum. Parmaklarımı hissetmiyordum. Çınar beni koltuğa oturttu. Sude de yanıma geldi. Kadın üstümüze iki tane kalın yorgan örttü. Çınar, Sudeyle arama oturdu. İki kolunu ikimizin omzuna sardı.
"Ay nasıl üşümüşler. Kıyamam."~Tatlı sesli kadın
Yüzüne bakamıyordum. Çünkü titrerken gözlerim kapanmıştı ve artık açamıyordum. Halim kalmamıştı.
"Kahve mi içersiniz çay mı çocuklar?"
"Çay iyi olur Gülizar abla."
Çınar kadının adını nereden biliyorsun?
Dağ ayısı ya, tanıyordur elbet.
Beş dakika sonra kadın çay getirdi. Titreyen ellerimle tutmaya çalıştım.
"Nasıl kayboldunuz kızım?"~Gülizar
"Kar motoruyla kayarken bilmediğimiz bir yola girdik. Aşağı düştük. Yuvarlanmışız. Sonra yürürken de kaybolduk."~Sude
"İyi misin kızım sen? Ay kıyamam, nasıl üşüyor! Gelin üstünüze kuru kıyafetler vereyim."~Gülizar
Yerimizden kalktık. Gülizar teyzenin peşinden bir odaya girdik. Kazak ve pantalon verdi. Pantalonun belini tokatla sıkıştırdık. İçeri gittik. Eski oturduğum yere oturdum. Fincandan büyük bir yudum aldım. Fincanı sehpaya koydum. Gülizar teyze elimi tuttu.
"E kızım senin yüzüğün nerede?"
Işık hızıyla Çınar'a döndüm. Gülmemek için zor duruyor gibiydi.
"Ne yüzüğü Gülizar teyze?"
"Ne yüzüğü olacak? Evlilik yüzüğü."
"Kum sen evli misin?" Dedi Sude şaşkınca ağzını kocaman açıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir deli Kumsal
ChickLit(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.) (Düzenleniyor...) Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun. Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...