(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.)
(Düzenleniyor...)
Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun.
Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Nasıl görünüyorum?"
Bade öpücük attı. Derin yüzüme tükürdü. Elçin hülyalı hülyalı beni süzdü. Sude eliyle mükemmel işareti yaptı. Burcu küpe uzattı.
"Bunu tak."
Küpeyi kulaklarıma taktım.
"Oldu?"
"Çok güzel oldun."
"Girdiler odaya. Çikmayler!"
Gülerek odadan çıktık. Biz Pembe Sultanla uğraşırken Çağrılar gelmişti. Uzattığı koyu kırmızı gülleri aldım. Göz kırpıp içeri girdi. Hoşgeldin beş gittin faslından sonra kahveler için mutfağa gönderildik. Dolaptan önceden hazırladığım siyah renkteki kavanozu çıkardım. Kahveye attım.
"Napıyorsun, Kum?"
"Kahve."
"Elindeki ne?"
Kavanozu elimle sergiler gibi yaptım.
"Bunu aktarda hazırlattım. Rengi, kokusu, şekli, kısaca hoşuma giden bir şeyi olanları aynı poşete koydurttum. Sonra yumurta akıyla harmanlayıp güneşte kuruttum. Tekrar toz haline getirdim. Sonra limon suyunda kaynattım. İçine bol bol tuz ve acı biber kattım. Üç gündür de dinleniyordu."
Sude gözlerini büyüttü. Burcu kapıdan Yasin'e baktı.
"Allah Yasin'i senin gazabından korudu."
Elçin "Kum, adamı öldürmeye mi çalışıyorsun?" dedi.
Onu taklit ettim.
Bade "Allah Çağrı'ya Hz. Eyüp sabrı versin. Yoksa çok yaşamaz." dedi.
Göz devirdim. Derin bir şeyler düşünüyor gibiydi.
"Keşke ben de Arap sabunu yerine bu karışımdan koysaydım."
Kahkaha attım. Derinle çak yaptık. Kahveleri hazırlayıp içeri gittik.
Gülümseyerek yerime oturdum. Herkes dikkatle Çağrı'nın kahveyi içmesini bekliyordu. Çağrı kahveyi tek dikişte bitirdi. Yavaş yavaş rengi atmaya başladı. Öksürdü. Öksürdü. Baya bir öksürdü. Sonra.. öksüremedi. Rengi gittikçe dönmeye başladı.
"Abi! Noluyor?!"
"Ne koydun kızım kahvenin içine?!"
"Kardeşim, al. Al, suyu iç."
"Abi, dur! Onu içirmeyin! O sirkeli su!"
Çağrı tek dikişte içtiği sudan sonra daha da kötü oldu. Herkes bir ağızdan konuşuyordu.
"Ay gitti delu! Evlenemeden dul kaldım!"
"Ula dillu, ben biliyordum abimi bir gün öldüreceğini!"
