Alıntı

1.2K 136 42
                                    

"Diğer çiftleri de piste alalım. Gelin hanımla damat beyi yalnız bırakmayalım."

Çağrı ayağa kalktı. Bana elini uzattı. Toprak abim eline vurdu.

"Otur lan yerine. Ülke sağlığı için sizi birbirinize bir kilometreden fazla yaklaştırmayacağım bundan sonra."

Ceyhun abime yardım ister gibi baktı. Ceyhun abim ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

"Ülke falan umrumda değil, ben kendi can sağlığım için sizi birbirinize yaklaştırmıyorum."

Kıkırdadık.

"Tamam, bir şey yapmayacağız. Sadece dans edeceğiz."

"Sen benim kardeşimi niye dansa kaldırıyorsun lan?!" Diye gürleyen Toprak abime göz devirdim.

"Sen kaldırmadığın için olabilir mi, abiciğim?"

Ayağa kalktım. Küçük elimi Çağrı'nın kürek gibi olan elinin avcuma bıraktım. Toprak abim tıslar gibi sinirle konuştu.

"Kumsal, otur yerine."

"Ya bir dans edeceğiz, ne abarttın!"

"Kumsal!"

"Yakarım yemin ederim bu salonu."

"Toprak, yakar bu manyaklar. Bırak, gözümüzün önündeler zaten."

Abim birkaç saniye gözlerini ikimizin üstünde gezdirdi. Önüne döndü. Bu Toprakcada 'iyi be' demekti. Çağrı elimden çekerek piste ilerledi. Dans ede ede Burculara yaklaştık. Ceyhun abim gözüyle diğer tarafı işaret etti. Kıkırdadık. Burculardan uzaklaştık.

"Bu bizim ilk dansımız mı?"

"He, delu. İlk dansımız. Töbe estağfurullah ya. Horon teorik, kolbastı oynadık. Onlar dans değil mi?"

Kafasında tartar gibi başını salladı.

"He, onlar da dans. Ama bu diğer türlü dans."

"Bunun ne özelliği var?"

"Ula ben nereden bileyum?! Sen kizsun. Senun bilmen lazum."

"Ha ben kizum diye her şeyu bilmek zorundayum. Öyle mi?!"

"Ula dillu, lafı eviriyorsun çeviriyorsun neresinden anlamak istiyorsan orasından anlıyorsun."

Sırıttım.

"Huyum kurusun."

-

Sınır sizi bekliyor..

Bir deli KumsalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin