Çağrı hakimiyeti sağlayıp, ya da sağlayamayıp bilmiyorum, sağa çekti. Korkudan nefes nefese kalmıştım. Çağrı ellerini direksiyonda birleştirip alnını ellerinin üstüne koydu. Sol elim kalbimde soluklarımı düzenlemeye çalışıyordum.
Birkaç dakika öylece durduk. İkimizin de solukları düzelince kafasını kaldırdı. Bana döndü.
"İyi misin?"
Başımı salladım. Arabadan indi. Bagajı açtı. Ben hala aynı şekilde duruyordum. Sol elim delicesine atan kalbimin üstündeydi. Kapımı açtı. Su şişesini uzattı. Salak gibi bir şişeye bir de Çağrı'ya bakıyordum.
Neden bu kadar korkmuştum ki?
Çağrı'nın yüzü daha da endişeli bir hal aldı. Koluma dokundu.
"İyi misin?"
Beni kolumdan dışarı çekti. Arabadan indirdi. Şişeyi açtı. Eline su döktü. Yüzümü ıslattı. Şişeyi dudaklarıma dayadı. Birkaç yudum su içtim.
"İyi misin?"
Başımı onaylar anlamda salladım. Yüzü hala endişeliydi. Tekrar etme gereği duydum.
"İyiyim."
Bir süre öylece durduk. Çağrı'nın yüzündeki endişe gitmiş, yerini öfkeye bırakmıştı. Neye öfkelendiğini anlamamıştım.
"Alperen'i arayayım. Onlarla git."
Başımı hızla hayır anlamında salladım. Kendini suçluyordu.
"Gerek yok."
"Var."
Telefonunu almak için arabaya adım atmıştı ki birden sarıldım ona. Önce kaskatı kesildi. Daha sonra elleri ağır ağır belimi buldu. Sıkıca sarıldık.
İçimdeki korku gerçekten geçmişti. Başımın üstünde belli belirsiz dudaklarını hissettim. Yalnış da hissetmiş olabilirdim, emin değildim.
"Çağrı." Dedim mırıl mırıl bir sesle.
"Hı?"
"Kahve dükkanına gidelim mi?"
Bedeninin sarsıldığından güldüğünü anladım.
"Bu evet mi demek oluyor?"
"Hayır demem mümkün mü?"
Güldüm. Kollarını çözdü.
"Hadi, gidelim."
Arabaya bindik. Emniyet kemerini taktım. Çağrı hala oturduğu yerden beni izliyordu.
"Ne?"
"Ani hareketler yapma."
"Anlamadım?"
"Az önceki gibi. Ani hareketler yapma."
"Ben mi suçluyum?!"
"He. Sen birden öpmeseydin ben gayet güzel araba kullanıyordum."
"Öküz. Ben nereden bileyim senin küçücük bir öpücükle kaza boyutunda şaşırıp, beni bu genç yaşımda ölümle karşı karşıya bırakacağını? Hayır suç ben de. Eşek ne anlar hoşaftan? Üzümü ye başını sorma hesabı yiyecektim çikolatayı, etmeyecektim teşekkürü. Sana teşekkür eden de kabahat!"
"Her teşekkürünü öpücükle mi ediyorsun sen?!" Dedi kaşlarını çatıp bağırarak.
"Sanane be! İstediğim şekilde ederim. Sanane?! Evet. Öyle ediyorum. Sorun mu var?! Varsa gir köşede ağlaya ağlaya çöz! Allah'ın öküzü. Laz öküz. Pis öküz.-..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir deli Kumsal
ChickLit(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.) (Düzenleniyor...) Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun. Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...