"Noldu lan o kıza?!"~Polat
"Abi bağırma. Zar zor uyudu zaten. Uyandıracaksın."~Elçin
"O kızın hali ne Elçin?! Anlat!"~Polat
"Bağırma abi. Yok bir şey. Üzülmüş biraz."~Alperen
"Gözleri şişmiş, yüzünde renk yok. Evde kırılacak eşya bırakmamış. Doruk korkudan ağlamış. Söylemese zaten haberim bile olmayacak! Dün gece beni neden dışarı yollattığın belli oldu. Dökül!"~Polat
"Bağırma diyorum lan bağırma!"~Alperen
"Alperen, sabrımı sınama. Bir şey biliyorsun, konuş. Benden niye gizliyorsunuz lan!"~Polat
Aşağı indim. Hepsinin gözleri bana döndü.
"Bir şey olmadı." Dedim ağlamaktan nasıl çıktığını anlayamadığım sesimle.
Dört adımda önüme geldi. Ellerini yanaklarıma koydu. Baş parmaklarını göz altımda gezdirdi.
"Bu halin ne o zaman?"
Omuz silktim. Ağlayacağımı anladığım için boynuna sarıldım. Sıkıca sarıldı bana. Sessizce ağlıyordum. Alperen abimin yumruğunu sıktığını gördüm. Hışımla evden çıktı. Elçin dolu gözlerle bizi izliyordu. Polat abim belimdeki ellerinden birini kafama çıkardı. Saçımı okşadı.
"Ağlama abim."
Ağladığımı nereden anlamıştı ki?
Anlamaması imkansızdı gerçi.
"Anlat. Noldu?"
"Soru sorma abi."
"Tamam fındığım. Sormuyorum."
"Yemek hiç yemedin. Gel, yemek yiyelim."~Elçin
"İstemiyorum."
"Olmaz öyle. Gel hadi."~Polat
"İstemiyorum diyorum!"
Abimin kolları arasından çıktım. Odama gittim. Kapıyı kilitledim. Yatağıma uzandım. Saatlerce ağladım. İçimdeki yangın sönmek bilmiyordu.
Kasasında benimle ilgili bir kutu barındıran, o kutunun içinde deniz kabuğu şeklinde tasarladığı yüzüğü koyan adam nasıl terk etmişti beni?
Hem de sokak ortasında, haklı olmama rağmen..
Ağlarken uyuyakalmışım. Uyandığımda başımda Polat abimi görmeyi beklemiyordum. Ben kapıyı kilitlememiş miydim?
Evet, kilitlemiştim.
Kapıya baktım. Açıktı. Koltukta oturan Alperen abimi fark ettim. Umursamadan arkamı döndüm. Gözlerimi kapattım. Çınar'ın bana tek hatırasına, Rıfkı'ya, sarıldım.
"Fındığım, akşam oldu. Hâlâ bir şey yemedin. Kalk hadi."~Alperen abim
"İstemiyorum."
Komodinde duran bardaktan birkaç yudum su içtim. Boğazım acıyordu. Başım çok kötü ağrıyordu.
"Kumsal, soru sorma dedin. Tamam dedim. Bunlara sordum, anlatamam dediler. Yine tamam dedim. Ama yemek yiyeceksin. Buna da tamam demem."~Polat
Bitkin hissediyordum. Yataktan kalkacak halim yoktu. Polat abim kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Eliyle belimden hafifçe ittirerek merdivenlere, ardından mutfağa yöneltti.
Sandalyeye oturdum. Elçin ortaya salata koydu. Et, pilav, patatesten oluşan tabağı önüme bıraktı. Doruk tatlı sesiyle konuştu.
"Kumsal ablama noldu? Hasta mı oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir deli Kumsal
ChickLit(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.) (Düzenleniyor...) Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun. Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...