(Wattpadde Bir deli Kumsal adlı ilk kitaptır.)
(Düzenleniyor...)
Üç abiyle yaşıyorsanız, bela mıknatısıysanız ve fazla güzelseniz hayat sizin için çok zordur. Bir de karadenizliyseniz... Geçmiş olsun.
Mahallenize üç kız kardeşiyle bir adam taşınırs...
Murat'la görüntülü konuşan Çağrı'nın yanına zıpladım. Kadir'le birlikte Mardin'e gitmişlerdi. Çağrı'dan öğrendiğim kadarıyla Murat'ın sevdiği bir kız varmış. Aşiretin kızıymış. İlişkilerini kızın ailesine söylemek için gitmişler.
"Selam!"
"Geldi, dillu."
"Sana da merhaba, Kadirciğim."
Çağrı saçımı çekti. Kafasını ısırdım. Acıyla inlerken laf atağına geçiyordu ki Ceyhun abim bizi durdurdu.
"Ula başlamayun! Saniye sultanlar birazdan gelir. Gidin hazırlanın."
Çağrı'ya dil çıkarıp kızların yanına, odaya, koştum. Çağrı'nın arkamdan güldüğünü duydum. Ne kadar ondan uzak durmak istesem de kalbim bana ihanet ediyordu. Kendimi bir anda onun yanında buluyordum. Bunu fark ettiğimde ise görmemiş gibi yaparak Çağrı'yla konuşmaya devam ediyordum. Kısaca kendimi kandırıyordum.
"Sonunda! Hemen elbiseni hazırla, Kum. Kuaföre geç kalacağız."
Sude'ye öpücük atıp elbisemi kılıfıyla kucağıma aldım. Yayladaki küçük oyunumdan sonra Toprak abim ve Sude barışmıştı. Yaklaşık bir aydır nişanlılardı. Ama onlar yine acele etmiş, bir hafta önce Trabzon'a geri gelmiştik.
Ve bugün.. Büyük gün!
Toprak abimin ve Sude'nin düğünü vardı. Çınar bir süre daha bana mesaj atmaya devam etmişti. Ama düğün davetiyeleri dağıtıldıktan bir gün sonra bana yazmayı bırakmıştı. Sonunda rahat nefes alabilmiştim! Derin ve Alperen abimin ve Deniz'le Elçin'in ilişkisini kimse bilmese de Polat abim ve Bade ilişkilerini herkese açıklamıştı. Derin ve Alperen abimin ilişkisindeki kimse babaannemler, Elçin ve Deniz'in ilişkisindeki kimse abimler ve babaannemler oluyordu.
Polat abim bir Toprak Demir değil tabii. Karşı çıkan çok olmuştu. Ama süperman Toprak Demir olaya müdahale etmişti. Onların ilişkisini kabul etmişti. Toprak Demir kabul ederse pembe sultan da kabul eder. Böylece.. nişanlı bir çiftimiz daha olmuştu!
Ben hala sap...
"Kum diyorum! Ay gerginlikten şuracığa bayılacağım!"
Gelinlik çok ağırmış, Sude öyle söyledi. Canım yengem heralde çok ağırlık kaldıramayacağı için bir fedakarlık yapmak zorunda kalıp gelinliğini tercih ederek beynini evde bırakmıştı. Sabahtan beri kırk kere bağırmamasını söylememi anlamamasının başka açıklaması olamazdı. Olsun canım, Toprak abim onun güzelliğine, karakterine tutulmuştu zaten. Aksi de pek mümkün değildi. Canım (!) yengem aşk evliliği olmadan kanıtlanılacak bir kadın değildi. Saçmalamayın! Tabii ki kıskanmıyorum!
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bakın sevgili okuyucular, bu düğün gayet sakin geçecek. Herkes edebiyle oturup edebiyle kalkacak. Çünkü bu düğün Toprak Demir'in düğünü. Çünkü bu düğün bakışlarıyla insanı öldürebilen, hatta o elini kana bulamadan acısız bir ölüm isteyenlerin intihar ettiği adamın düğünü. O... O... O... Toprak Demir!
