75.BÖLÜM "AİLE OLMAK"

64.4K 6.9K 4.6K
                                    

Merhaba <3 Keyifli okumalar dilerim<3 

Bu Pazar günü saat 14.00'da İstanbul Akasya AVM'de imza günümüz olacak. Kitabınızın olmasına veya almanıza hiç gerek yok, hepinizi sarılmak, tanışmak, Lal finalinden konuşmak için beklerim <3 

LAL

75.BÖLÜM "AİLE OLMAK"

Aile varlığında değil yokluğunda anlaşılan bir kavramdır. Aileniz varken, pek çok küçük şeyden kavga edersiniz, birbirinizle sürekli dip dibe olmanın bir getirisidir bu. Ama insan hep bilir, başıma ne gelirse gelsin, beni benden daha çok seven insanlar hep oradadır. Ne zamanki, o insanlar olmaz, o zaman anlaşılır ailenin değeri...

Aile evdir, aile koruyandır, aile varlık sebebidir, aile düştüğünde dizlerini sarandır, aile gerekiyorsa seninle düşendir... Benim bir ailem hiç olmamıştı, ilk defa şimdi bir ailenin sıcaklığını en içimde hissediyordum. Sonradan hayatıma dahil olan bir Kuvars ve şimdiler de onu her şeyden koruyacağıma emin olduğum bir bebeğim vardı.

Geceydi, bakışlarım aynaya çevrilmişti, büyüyen karnımı izliyordum aynadan.

Yaşananlar hâlâ inanamadığım kadar canlıydı gözlerimin önünde. Tüm savaşlarımı vermiş, tüm mücadeleleri kazanmış, yorgun bir orduya sahip ama zaferin tadını bilen bir komutan gibi hissediyordum.Bazen durup yanımdan geçen insanları durdurmak, biliyor musunuz ben başardım demek istiyordum.

Bir aileye sahibim. Hayatımın çoğunda sahip olamadığım kadar. İyi arkadaşlarım vardı. Canları pahasına yanımda duruyorlardı üstelik. İyi bir mesleğe sahip olacaktım. Kendi ayaklarımın üzerinde duruyordum. Sesim hiç olmadığım kadar gürdü.

Hiç olmadığı kadar.

Gururla kendime gülümsedikten sonra aynanın önünden ayrıldım. Açık pencereden içeri vuran rüzgar, iyice üşümeme neden olduğu için ağır adımlarla pencereye ulaştım. Elim soğuğu önlemek için pencerenin pervazına giderken Kuvars'ın bütün gece odaya uğramadığını daha yeni fark ettim. Eğer uğramış olsaydı her gece yaptığı gibi, önce camları kapatır, ardında üstüme tüm itirazlarıma rağmen ince bir yorgan daha örterdi.

Pencereyi kapadıktan sonra bir elimle karnımı tuttum ve odadan dışarı aynı ağır adımlarımla çıktım. İlk baktığım hemen yandaki Kuvars'ın çalışma odası olurken, orasının karanlıklara gömülü olduğunu, Kuvars'ın buraya hiç uğramadığını fark ettim.

Son zamanlarda, nedense kendini aşırı derecede işine vermişti, çok az uyuyor, sürekli çalışıyor, bir dakika durmuyordu. Beraber kahvaltı yapıyorduk sabahları, benim yediğimden emin olduktan sonra, beni okula bırakıyordu. Kendisi de şirkete geçiyordu, o kadar çok çalışıyordu ki zayıflamıştı. Gözlerinin altı uykusuzluktan çökmüştü, yine de benimle ilgilenmeyi ihmal etmiyordu.

Küçük susamımın varlığını hissetmek ister gibi elimi karnıma koydum. Salon kapkaranlıktı. Elim ağır ağır, lambayı bulurken loş bir ışık odanın içerisine yayıldı. Onu anca fark ettim, piyanonun önünde oturuyordu, elinde bir kadeh viski, öylece duruyordu. Omuzları yorgunca çökmüştü, ışıklardan benim geldiğimi anladı ve bana doğru döndü. Gözlerinde ne vardı anlayamıyordum, garip bir hüzün çökmüştü sanki, beni görünce bu hüzün bulutları dağıldı. Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu, elim karnımda ona ilerlerken gözlerini bir an bile benden çekmedi.

"N-ne yapıyorsun burada?"

Loş ışıkta yeşilleri belli olmayan bakışları üzerimde gezindi, karnımın üzerinde biraz daha oyalandı. Hayranlık gözlerinde seçebildiğim tek duygu olurken "Biraz daha konuşsana," dedi serseri bir gülüşle.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin