Çok yorum + Çok oy= Pazar yeni bölüm31.BÖLÜM ''DAVET''
Eliza'nın gülümsemesi hiç bozulmazken ben şaşkınlığı bolca soluyup öylece kalıverdim, kapının hemen gerisinde yere yığılacakmışım gibi hissediyordum, onunla ilgili tüm anıları raflayıp kaldırdığım zihnim alarmlar vermeye başlamıştı.
Çok değil daha bundan birkaç ay önce ben ve o çok iyi iki dosttuk, o ailesinin ölümünden sonra iyice sessizleşmişti ve sadece benimle paylaşırdı acısını tatlısını. Onun sayesinde üniversite sınavına hazırlanma şansı bulmuştum, onun sayesinde rahat bir işim olmuştu.
O ve ben haddim olmayarak söyleyebilirdim ki iki iyi dosttuk o zamanlar.
Öyle düşünüyordum, buna inanıyordum. Ama her şey ne kadar çabuk değişmişti öyle. Bir anda Eliza'nın gerçek dostu gelmişti ve beni evden göndermesini istemişti. O da aynen yapmıştı, dostluğumuzu, benimle beraber geçirdiği zamanları unutmuştu hemen.
Ne soğuk bir geceydi o gece... Cebimde beş para olmadan nasıl tir tir titrediğimi, dışarı da nasıl kalacağımı düşündüğümü hatırlıyordum. Bu yüzdendi Eliza'nın canını yakmak istemem, bir an olsun gönderilmek nasıl bir şey görsün istemem... Eliza'nın büyük sırrını Kuvars'ın katılmak zorunda olduğu bir davette öğrenmiştim. Kuvars'ın en büyük rakiplerinden biriyle ilişkisi vardı bu ilişkiyi Kuvars'a söylememek karşılığında gitmesini istemiştim.
Amacım sadece beni anlamasını sağlamaktır, neler hissettiğimi, nelerle mücadele ettiğimi... Ama işin boyutu çok değişmişti.
Şimdi karşımda bana gülümseyen bu gözlerin altında canımı yakmak için çırpınan o ruhu görüyordum.
Nitekim bir saniye sonra gülümseyen o yüz değişti, daha karanlık bir ruha ev sahipliği yapar oldu.
Buraya yeniden neden gelmişti, aramızda geçenleri, benim onu tehditle bu evden uzaklaştırdığımı Kuvars'a söyleyecek miydi?
''Nasılsın Cemre? Başına gelenleri duydum.''
Ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırdım, bu ses tonunun altında açıkçası iyi niyet yoktu.
Başımı sallayabildim zar zor.
''Açıkçası üzüldüğümü söyleyemeyeceğim ama yine şanslısın. Nasıl bir şans varsa sende, yine dört ayağının üstüne düştün.''
Hayatım boyunca belki de hiç çocuğum olamayacak cümlesiyle şanslısın cümlesi yan yana geldi. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim boş gözlerimi Eliza da sabitledim.
''Alt tarafı bu evin hizmetini gören bir çalışanken abimi kafesleyen de sensin. Şans gerçekten senden yana dönüyor.''
Dudaklarımı birbirine bastırdım, her çekmecede duran not defterlerinden birini alıp içimden geçen her şeyi yazmak istemiyordum, bugün Kuvars'ın beni tamamen yanlış anlamasına mahal verebilecek bir olayın içinde olmak istemiyordum.
Ama aynı zamanda bir daha benimle kimsenin bu tonda bu şekilde konuşmasına izin vermemek, kendime haksızlık yapılmasını engellemek için söz vermiştim ben.
Arkamı döndüm ve evin her masasına bıraktığım ve Merve'nin kaldırmadığı not defterlerinden birini aldım. Avuçlarımın arasında sıkı sıkıya tuttuğum bu defter Eliza'nın da bakışlarını ilgi odağı haline getirdi.
''Ne istiyorsun?''
Sakinleşmek için derin nefesler alıp verirken yazabildiğim tek şey bu oldu. Eliza ona yazdığım yazıyı okur okumaz tekrar alaycı bir ifade takındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAL
Romance"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işa...