14.BÖLÜM "KAÇAK"

458K 23.1K 8.9K
                                    

200.000 okunma oranı hemde 14 bölümde nedir? Siz süpersiniz, harikasınız, birtanesiniz! Yorum yapan, oy veren, yeni bölüm nerde be kadın diye bana mesaj atan herkese çok çok teşekkür ederim. Çok az zamanda başka bir ailem, yeni arkadaşlıklarım oluşmuş gibi, bunun için minnet duyuyorum. Var olun... Hep...

14.BÖLÜM "KAÇAK"

Sabah saat yedi buçuğu gösterirken Kuvars üzerinde siyah takım elbisesi, yanında Amerika'daki işlerini devrettiği sağ kolu Adrian ile birlikte Washington'daki şirketlerinin ana binasına varmıştı. Amerika'ya dün gece gelmiş, toplantıda görüşecekleri her konunun üzerinden buradaki yardımcıları ile geçmişlerdi ama hala iç tam anlamıyla rahatlamış sayılmazdı. Kısaca Adrian'dan bugünkü görüşmede kimlerin onlarla birlikte olacağının haberini alırken içinde bitip tükenmeyen sıkıntıyı atamadı, bir ağırlık göğsünün üzerine çökmüştü ve sol kolunu kıpırdatamıyordu bile. Duvarlar dar geliyor, sol kolu uyuşmaya devam ediyordu. Birazdan Amerikan Merkez Bankası FED'in başkanı Jerome Powell ile yapacağı görüşmeye odaklanması gerekirken içine oturan sıkıntı buna izin vermiyor, üzerinde bir ton yük varmış gibi üzerine ağırlık vermeye devam ediyordu.

Vakit bin bir zorlukla akıp geçer, o ve çalışma arkadaşları ile toplantıda görüşecekleri yeni enflasyon vadeleri üzerinde dururlarken saat dokuz gibi FED'in ana binasına geçtiler, vakit ağırlaştıkça içindeki dinmeyen kalp çarpıntısı artmaya devam ederken toplantıda Jerome ile el sıkışıp bütün dünya basını bu görüşmeyi yazarken o acilen uçağının hazırlatılmasını istedi. Normal plana göre buradan çıkacak sonuca göre iş arkadaşlarıyla toplantı yapması gerekmekteydi, tüm basın ondan gelecek piyasa yorumlarını bekliyordu ama şimdi olması mümkün değildi ona göre.

Uçağa geçmeden hemen önce Adrian'la oturup kahve içerlerken son talimatları verdi, piyasaya açıklanması istenen gelişmeleri bir bir özetledi. İş hayatındaki tüm eksikleri tamamladıktan sonra artık hareket bile etmeyen sol koluna rağmen telefonunu çıkardı, galerisini açıp bir nebze nefes alabiliyormuş gibi hissetmek için Cemre'yle dolu olan fotoğraflara baktı.

Bu fotoğraflardan birinde öyle güzel gülüyordu ki en sevdiği oydu, artık ezberlediği gülüşüne bakarken içine yayılan duygunun göğüs kafesini rahatlatmasına izin verdi.

Bu görselden sonra ansızın Cemre'yi ondan hiç gidemesin diye sımsıkı sardığı bir gecede çektiği başka bir fotoğrafı açtı, bu fotoğrafta Kuvars'ın uykulu yeşilleri kameraya bakmak yerine yanındaki uyuyan kadınına çevrilmişti ve mutlu görünüyordu.

Derin bir iç sıkıntısı gelip ansızın çökerken yeniden göğüs kafesine iki gündür cebelleştiği bu hisle savaştı, içinde bir şeylerin yolunda gitmediğini söyleyen bir taraf vardı.

Son bir kere içini rahatlatmak için WhatsApp'a girdi, Cemre'nin çevrimiçi olduğunu görüp kaşları çatılırken bir süre bekledi ama o yazı gitmedi.

"Kiminle konuşuyorsun?"

Elinde olmadan bunu yazarken borsa hakkında konuşmakta olan Adrian'a kulak asmadı, tek derdi gelen mesajın içini rahatlatmasıydı.

"Kimseyle"

Kısık sesle küfrederken öfke damarlarında gezindi, bu kızın görüştüğü biri mi vardı, yoksa o Yiğit denilen şerefsiz miydi, daha önce öldürmemişti ama eğer oysa zevkle öldürebilirdi.

"Niye çevrimiçisin o zaman?"

O yazıyor yazısı bir ömür gibi gelirken içtiği kahveyi tek dikişle bitirdi.

"Az önce bir arkadaşımla sohbet ediyordum."

Öfke iki katı artarken göğsündeki ağırlıkta çoğaldı. O piç Yiğit'le sohbet ediyorsa eğer bu sefer onu öldürecekti! Boğazını kesip atacaktı onu sokağa, çok kararlıydı!

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin