34.BÖLÜM "SENİ SEVİYORUM"

323K 15.5K 14.4K
                                    

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. :)

Sizi seviyoruuuum!

34.BÖLÜM "SENİ SEVİYORUM"

Hastane kokuları eskiden beni rahatsız etmezdi. Hastaneler umut demekti benim için, konuşabileceğime, bir gün herkes gibi olabileceğime dair bir umut... Bir gün doktor olmak istediğim için âşık olduğum bir kokuydu... Ama son zamanlarda artık öyle çok uğrar olmuştum ki, artık bu koku midemi rahatsız ediyordu.

Kirpiklerim yavaş yavaş aralandığında kaburgalarımdaki ağrının hala varlığını koruduğunu hissettim, odamda birinin yüksek sesini işitiyordum ama beynim o kadar yorgundu ki, algılamam uzun sürdü.

"Hayır, Kuvars Bey, çarpmaya bağlı bir durum değil. Sadece ilaçları gereğinden fazla kullanmış, aşırı dozdan kaynaklı."

Kuvars'ın yine hararetle bir şeyler söylediğini işittim.

"Hayır hayır, midesini yıkamaya gerek kalmadı, o kadar fazla değil. Birazdan kendine gelir zaten, endişelenecek bir şey değil."

"Ne demek endişelenecek bir şey değil? Bayıldı, gözlerimin önünde bayıldı ve ben hiçbir şey yapamadım."

Doktor daha ılımlı bir sesle yanıtladı. "Daha yeni bir ameliyat geçirdi, bu kadar yorulması normal değil Kuvars Bey. Yaşadıklarını da hasta dosyasından okudum, bir de böyle birçok şey atlatmışken bir anda bu kadar yorulması işten bile değil. Doktoru olarak dinlenmesini ve psikolojisine iyi gelen aktivitelerde bulunmasını tavsiye ediyorum sadece."

Gözlerimi araladım tamamen, gözüme ilk ilişen sol koluma takılı olan serum olurken bana arkası dönük doktorla konuşan Kuvars'a kilitledim gözlerimi. Son olanlar bir bir gözümün önünden geçti. Canım yandı.

Kuvars pişmanlıkla volta attı. "Bana iyiyim demişti ben bilseydim, asla izin vermezdim..."Duraksadı. Sesindeki korkuyu hissettim. "Ne zaman uyanacak?" dedi Kuvars yeniden gergin bir sesle. "Hala kendine gelmedi."

Doktor konuşmaya başlamadan önce bana doğru çevirdi başını ve benim açık gözlerimi ve onlara yöneltilmiş bakışlarımı gördü. Doktorun bende uzun süre duraksayan bakışlarını fark eden Kuvars bana doğru döndü ve göz göze geldik.

Önce şefkat ardından öfke gezindi o yeşil bakışlarda.

"Ben sabah, taburcu olmadan önce son bir kez daha kontrole gelirim, Cemre Hanım geçmiş olsun."

Başımı zorlukla sallarken doktor dışarı çıktı. Kuruyan dudaklarımı birbirine bastırdım. Hastane kokusu iyice mide bulantımı perçinliyordu.

"Nasıl böyle sorumsuz olursun?" Kuvars'ın bana ani çıkışmasıyla başımı kaldırdım ve onun öfkeli yeşillerine baktım. Bunu bekliyordum ama bu kadar çok çabuk değil.

"İlaçları fazla fazla kullanmak ne demek? Ha ne demek?" Kuvars sinirle volta attı.

"Zaten çok ağır ilaçlar, antibiyotikler kullanıyorsun. Kendine nasıl yaparsın bunu?"

Omuz silktim. "Sadece ağrım çok vardı ve ağrı kesici aldım."

Kuvars benim ona işaret diliyle anlattıklarımı umursamadı. "Kendini hiç mi düşünmüyorsun? Daha yeni bir ameliyattan çıktın, aklım çıktı benim burada! Nasıl getirdim seni buraya bilmiyorum! Sen beni kalpten götürmek mi istiyorsun?"

Sessizlik...

Kuvars hıncını alamamış olacaktı ki, yumruk yaptığı elini duvara vurdu, zaten bana çarpan adama vurduğu için zedelenen parmak boğumları iyice kötü oldu ve içim gitti ama yine de bir şey söylemedim.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin