Herkese merhaaaaabaaaa! 3 milyon olduuuuuuuk( dans dans dans eden emoji)
Ne desem bilemiyorum, bu kadar kısa sürede böyle güzel okunmalar, yorumlar ve geri dönüşler için çok teşekkür ederim. 3 milyon oluşumuza özel üç bölüm gelecek dedim, bu ilk bölüm, bu önümüzdeki hafta içinde iki bölüm daha gelecek.
26.BÖLÜM "MUCİZE"
Kuvars'ın yeşil gözleri benim kahverengilerime öyle bir saplanmıştı ki ondan gidemiyordum. Zaman bizi bu noktaya, bu ana çivilemişti sanki, kaçmanın mümkün olamayacağı bir ateşin içindeydim, vücudum küle döneli çok olmamıştı. Aklım, benliğim ve mantığım "Öleceksin," diye bağırıyordu ama yanmak ilk defa bu kadar güzeldi sanırım. Öleceğimi biliyordum ana yine de ateşte yürüyordum.
"Sen o evde yaşamak istemiyorsan, ben bu evde yaşarım ama ne olursa olsun benden ayrılamazsın. Artık olmaz."
Parmak uçlarımda hissettiğim alevler öyle büyüktü ki ne dediğini anlayamadım. Yaşamak ve burada sözcükleri geldi kulaklarıma. Mantığım içine girdiğimiz sis bulutundan kurtulmaya çalışırken Kuvars'ın ne dediğini yeni çözdüm. Kuvars burada, benimle yaşamak istediğini söylüyordu.
Başımı kaldırıp sadece güldüm, hatta kahkaha attım. Yıllık kar oranı milyar dolarları bulan şirketlere, bankalara, yatırım danışmanlıklarına sahip Demirhan Holding'in sahibi Kuvars Demirhan burada, bu gecekonduda yaşamaktan mı bahsediyordu?
"Gülme," dedi Kuvars ellerimi serbest bırakırken. Alnı kırışmıştı ve onunla eğleniyor olmama bozulmuştu sanırım. "Evin bir odasını bana kiralarsın, nasıl oda kiralamayı düşünüyorsan bir öğrenciye onun yerine ben geçerim."
Tekrar ellerimi kıpırdatıp ona cevap vermek yerine güldüm. Aslında çok utanıyordum, hâlâ yanaklarım beni öpüşünün etkisiyle kıpkırmızıydı.
"Sen ne dediğini bilmiyorsun, burada mı yaşamak istiyorsun?" Tekrar güldüm.
"Gülme," dedi Kuvars hızla. "Niye yaşamayayım, sonuçta sen burada yaşayacaksın."
Başımı olumsuz anlamda sallayıp güldüm. "Saçmalama Kuvars, asla olmaz, sen burada yapamazsın."
Kuvars öfkeyle dudaklarını dudaklarıma yasladı ve ona gülen dudaklarımda onun dudaklarını hissettim ve utançla yanaklarım kızarmaya devam etti.
Kuvars hırsla dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Beni mahvedene kadar devam ederken nefes nefese ayrıldık birbirimizden. Başını alnıma yaslarken "Neden yapamayayım, alt tarafı bir ev, içinde sen olduktan sonra nerede kaldığımın ne önemi var?" diye sordu.
Omuzlarım düştü. Ensesindeki ellerim onun yumuşak saçlarına gitti, gözlerini gözlerimden ayıramadan cevapladım. "Bu ev senin standartlarından çok uzak ve o evden ayrılma sebebim zaten kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı, bunu da sadece kendim yalnız olursam sağlayabilirim."
Kuvars öfkeyle doğruldu.
"Benden uzak mı olmak istiyorsun, tek sorun bu mu?"
Başımı olumsuz anlamda salladım. "Bence sen ne istediğini bilmiyorsun, bu evde kalmak senin için kolay olmayacak."
"Cemre," uyarırcasına konuştu. "Bahaneleri bırak, neden benden uzak olmak istiyorsun, buraya gelme sebebin de bu muydu?"
"Öyle bir şey istemediğimi biliyorsun," eğildim ve onun birkaç günlük sakallarını tek elimle sevdim, yüzünde elim dolaşırken eğilip yanağına dudaklarımı değdirdim. "Sadece ikimiz içinde zor olmasını istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAL
Romance"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işa...