38.BÖLÜM "KAZANÇ"
Ayak parmak uçlarım kıvrılırken Kuvars'ın çıplak sırtımda gezinen parmakları beni gıdıkladı. Salondaki şöminenin hemen ucundaki küçük koltukta ona sokulduğum ve üzerimde sadece bacaklarımı kapayan bir örtü olduğu için utançla başımı Kuvars'ın göğsünden çekip orman manzarasına bakan pencereye çevirdim gözlerimi.
Gece yağmur yağmıştı, Kuvars'la neredeyse hiç uyumadığımız için gece boyu pençeye vuran yağmur damlaları bize eşlik etmişti.
Kuru dallara sahip ağaçlar şimdi su damlalarına eşlik ediyordu ve bu havada ormanda, toprak kokusunu içime çeke çeke yürüyüş yapmanın ne kadar güzel olabileceğini tahmin dahi edemiyordum.
Kuvars'ın aramaz parmakları bacaklarımı örten örtüye kayarken kendime engel olamadan vurdum eline.
Sanki hiç görmemişçesine göğüslerimi bir çabayla kapatmaya çalışıp örtüyü vücuduma sarıp onun çıplak bel altına bakmamaya çalışarak onun bana derin derin bakan yeşil gözlerine çevirdim gözlerimi.
Çenemi tuttu ve ben duracak zannederken tekrar dudakları dudaklarımı buldu, dillerimiz sertçe birbirini okşarken Kuvars'ın beline sarıldım.
Ayrıldığımızda nefes nefese kalmış bir şekilde alınlarımız birleşti.
"Yeter, hadi, sabah oldu."
Kuvars'ın dudakları bana aldırmadan alnımdan boynuma doğru kendine hat çizdi.
Zorlukla ellerimi onun çıplak göğsüne koydum ve geri çekildim. "Hadi hocam gelecek birazdan."
Kuvars bana aldırmazken uzandım ve onun kenara koyduğu saatine baktım, haftada üç gün konuşma ve dil terapisti hocam eve geliyordu ve bugün de o günlerden biriydi. Açıkçası kapıyı çalınca onun karşısına her yeri morarmış bir şekilde çıkmak istemiyordum.
Utançla başımı Kuvars'ın göğsüne yerleştirirken bana sımsıkı sarıldı. "Hala duş alacak kadar vaktimiz var ama."
Dudaklarım yana kıvrılırken tekrar Kuvars'ın göğsüne vurdum, beni utançtan öldürmek üzereydi.
Bakışlarımı onun yeşil gözlerinde sabit tutmaya zorlanırken ellerim hareketlendi. "Hayır."
Kuvars'ın dudakları yeniden boynumda gezinirken "O hastane odasında seni çıplak gördüğümden beri seninle duş almak istiyorum ama ben."
Yanaklarım alev alev yanarken Kuvars'ın gözlerinden çevirdim bakışlarımı.
"Yok sana duş falan."
Utançla ayağa kalkıp üzerime doladığım örtüye basmadan merdivenlere yönelirken Kuvars'ın arkamdan güldüğünü duydum, başımı döndürüp ona bakamadım, utançtan bayılmak üzereydim.
Kuvars'la odamıza girmeden hemen yanındaki diğer odaya girip kapıyı kilitlerken onun içeri gelemeyeceğinden emin olarak üzerimdeki örtüden kurtuldum ve aynanın karşısına geçip kendi vücuduma baktım.
Hayır... Daha yeni morluklarımdan kurtulmuştum, şimdi yine uzun bir süre kapatıcılar bana eşlik edecekti...
Yanaklarım aynada kendime daha fazla bakamayacak kadar kızarırken kendimi zorlukla ebeveyn banyosuna atıp soğuk suyu ayarladım. Soğuk su beni kendimde getirip kaslarımı uyarırken ardından suyu ılığa ayarladım ve bir süre öylece akıp giden suyun altında kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAL
Romance"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işa...