Selam :) Deprem oldu, bölüm yazmaya devam ettim, bence bir oy ve yorumu hak ettim. <3 Satır içi yorumlarını okumaya bayılıyorum, lütfen satırlarca yorum yapın <3
54.BÖLÜM "SINAV"
Her hikayenin bir başlangıç noktası vardır.
Benim hikayemin başlangıç noktası oldukça zorluydu, ama bir şekilde başlangıç noktasından adım atmış ve koşmaya başlamıştım. Her hayat bir yarıştır. Zamana karşı, insanlara karşı, hedeflerimize karşı... Hep bir mücadeleden oluşur. Biz koşarız. Ciğerlerimiz tükenene, nefesimiz kalmayana kadar koşarız. Başlangıç noktasından uzaklaşmak ve bitiş çizgisine varmak için. Önümüzdeki engelleri aşmaya çalışırız, mücadelemiz devam eder, ve hep yarışırız. Bazen hiçbir engel yoktur ve sadece kendimize karşı yarışır. Ama koşu hiç durmaz.
Hayat işte tam böyle bir şeydir. Hep mücadele etmek gereken, duranın geçildiği bir yarış.
Ben başlangıç noktasından uzaklaşalı çok oldu. Çok durdum. Çok pes ettim. Geçildim. Ama mücadeleme hep devam etmeye çalıştım. Bu uğursa ciğerlerim tükenene kadar nefes nefese kaldım, hayatımda inandığım bir çok şeyi kaybettim, en son da sesime hiç kavuşamama ihtimalini de. Ama yine de devam ettim.
Şimdi bitiş çizgisine iki gün kala, takvimin tam önünde, omuzlarım bir gün sonra savaşa girecek ve ordusunun yarısını kaybedecek bir komutan edasıyla çöküktü.
Bu hikayenin nasıl başladığını çok iyi biliyordum. Annem ölmeden önce, hasta haliyle her yatağa yattığında bana güçlü durmam gerektiğini, kendi ayaklarımın üzerinde yükselen bir kadın olarak yeşereceğimi, bunu yapmamın en önemli etmeninin de eğitim olduğunu öğretmişti bana. Bu yüzden ki, amcam ve yengem okula gitmemi engellediklerinde bile eğitimden vazgeçmemiştim. O küçük kömürlükte bulduğum testleri tekrar ve tekrar kez çözerken tek hayalim bir gün annemin istediği ve arzu ettiği gibi güçlü bir kadın olmaktı. Çünkü zayıftım o zamanlar, şiddet görüyor, korkudan hiçbir şey yapamıyordum. Sonra bir gün hayatımın küçük mucizesi gerçek oldu, bir iş buldum ve bu sayede açıköğretimden eğitime devam etmenin peşinde koştum. Çok büyük zorluklar ve fedakarlıklar sonunda işte buradayım. Hayatım boyunca yaşamaya tek tutunduğum hayalim, tıp kazanma umudu...
Sessizce takvim yaprağında yazan 11 Haziran Cuma yazısına bakarken içim heyecanla ve korkuyla titredi.
En son dil terapisine gidip konuşmamda hiçbir yol alamadığımı ve büyük olasılıkla hayatım boyunca hiçbir zaman konuşamayacağımı öğrendiğimden bu yana bir ay geçmişti. Bu bir ay boyunca artık Kuvars'la olan iletişimimi de en aza indirmiştim, öyle çok utanıyordum ki kendimden artık aynaya bile bakmak istemiyordum, antidepresan kullanmayı bir anda bırakmıştım.
Tekrar uykusuzluk ve iştahsızlık başlamıştı. Önceleri uyumak için kullandığım o birkaç saatten de olmuştum. Sanki hayat parmak uçlarımdan çekiliyordu.
"Güzelim..." Kuvars'ın elleri belime dolanırken içine saplanıp kaldığım düşüncelerden de sıyrıldım. Kuvars başını köprücük kemiğime yaslarken gözlerim kapandı. Onun boğuk sesini duydum. "İyi misin?"
Gözlerim yeniden huzursuzca açıldı. Bakışlarım takvim yaprağına giderken Kuvars başını kaldırdı, omuzlarımdan tuttu ve ona doğru dönmeme neden oldu. Ağır ağır olumlu anlamda başımı salladım.
Kuvars nefesini içine çekti. "Terapilere tekrar başlamak ister misin?"
Hızla başımı olumsuz anlamda salladım. Kuvars'ın alnı kırıştı, gözlerinde endişenin gezdiğini gördüm ama hızla o ifadeden kurtuldu. Yüzü yine ifadesizlikle gölgelenirken yeşil gözlerinin feri sönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAL
Romance"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işa...