TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)

TUZAK Bölüm 39

Selam benim canım TUZAK'çılarım...

Merakta kalmanıza kıyamadım❤❤

Hikayemiz adına yakışır bir şekilde tuzaklara doymuyor. Yeni bölümü keyifle okuyun..

Ayşe nabzının tavan yaptığını bilse de hiç belli etmedi yanındaki adamlara. Bir süre sonra gözleri de bağlandı ama o hiç itiraz etmeden dimdik oturdu koltukta. Elleri kelepçeliyken çırpınmanın ona faydası olmayacağını bildiğinden adamlara bu zevki vermeyecekti. Aracın sık sık durduğunu fark ettiğinden şehir merkezinde olduklarını anlayabiliyordu zira Tekirdağ'ın ana caddesi insanı intihara sürükleyecek kadar çok trafik ışığına ev sahipliği yapıyordu.

Araba durduğunda etraftaki sesleri dinledi genç kadın. Birileri araca doğru koşuyordu ve bir süre sonra içeri giren havadan kapının açıldığını anladı. Arabadan oldukça nazik bir şekilde indirilirken adamlardan tek ses çıkmadı. Kaç göz işareti ile anlaşıyorlardı muhtemelen.

Ayşe bir asansöre bindirildiğinin farkındaydı ama kaç kat çıktıklarını tahmin edemiyordu. Kapılar açıldığında koridordan hızla geçirildi genç kadın ve tahminine göre bir kapının önünde durduruldu. Adamlardan biri kapıya vurarak içeriye seslendi.

"Efendim, kıymetli hediyeniz geldi."

Ayşe, o an ilk kez yutkundu. Kıymetli hediye mi? Şafak elini çabuk tutar umarım diye düşünmeden edemiyordu. Bir istihbaratçının karısı olarak tecavüze falan uğrarsa önce zamanında onu bulamadığı için Şafak'ı sonra kendini vururdu kesinlikle.

Ayşe odaya alındığında kumaş bir sandalyeye oturtuldu. Onu içeri alan kişinin uzun boylu olduğunu anladığından erkek olduğunu varsaydı ama nefesleri fark edilmeyecek kadar sessiz olduğundan bir çıkarımda bulunamıyordu. Bir süre sonra yüzüne değen bir parmakla irkilse de yine belli etmedi korkusunu.

"Eğer o iğrenç elin bir daha kılıma dahi dokunursa kocam parmaklarını götüne sokmaktan büyük zevk duyar." dediğinde dudaklarına değen dudaklar nedeniyle hızla çevirdi başını.

"Ağzına kusarım pislik! Aşağılık ve zavallı herif!"

Genç kadın filmlerde bu tür sahnelerin sonunda kadının tokat yediğini hatırlıyordu ama onun gözlerindeki bandaj çözülmüştü. Hızla etrafına bakındı ama oda kapkaranlıktı ve kimse görünmüyordu ortalarda.

"Bir kadını zorla kaçıran ve gölgelere saklanan bir orospu çocuğu!" dediğinde masada küçük bir ışık yandı. Ayşe, Floransa'da Şafak'ın suratına attığı evlilik yüzüğünü gördüğünde hayretle baktı etrafına. Birileri Floransa konusunda intikam mı almak istiyor diye düşünürken gölgelerdeki adam çıktı karşısına.

"Annem ona küfrettiğini duysa çok bozulur sevgilim."

"Şafak!" dedi genç kadın hayretle. Kocasının işi malumdu, yıllar içinde akıl sağlığını mı yitirmişti acaba? Filmlerdeki gibi katile âşık olan zavallı bir kadın mıydı o?

Şafak önünde diz çökerek önce kelepçeli olan ellerini çözdü ve parmaklarına öpücükler bıraktı.

"Bu yüzüğü senin için özel olarak yaptırmıştım Ayşe. Ortadaki safir, tonuna kadar aynı olan gözlerimizin simgesi ve gözlerimin görüp görebileceği en değerli varlığı hatırlatıyor bana. Sonsuzluk işareti olan pırlantalar ise sana olan aşkımın sonsuza dek süreceğini ifade ediyor ve melek kanadı, tüm cadılığına rağmen benim için melekler gibi olduğunun simgesi. Sıralamalar şaştı biliyorum ama seni Dinçer'in düğününde kollarıma aldığım an biliyordum hayatımın kadını olacağını ve ben kimse için evli kalacak bir adam değilim. Seni seviyorum Ayşe, zaten evli olduğumuz için değil, seçme şansımız yokmuş gibi göründüğünden de değil gerçekten benim olmanı hayattaki her şeyden çok arzuladığım için istiyorum karım olmanı. Eğer sen de istersen, evliliğimiz sonsuza dek sürsün mü? Gerçekten istediğin için, beni sevdiğin için karım olur musun?"