TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)

TUZAK Bölüm 10

Selam  benim canım TUZAK'çılarım..

Yıldızımızı parlatmayı unutmayalım olur mu?

Böyle bir anın yaşattığı duygu karmaşası nasıl tarif edilir, Elif bilmiyordu. Dinçer'in önce kararsız hali, sonra kendisine yaklaşan adımları hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştirecekti. Yerinde Ayşe olsa muhtemelen ne yapması gerektiğini bilirdi ama o, ilk öpücüğünü bile çok kısa bir süre önce alan bir insan olarak ayakta put gibi dikilmekten başka bir şey yapamıyordu.  

Dinçer karşısına geçtiğinde, onu daima neşeli gösteren gamzelerine rağmen sert ve sıkıntılı bir haldeydi. Önce duvağı açıldı genç kadının. Ardından bir süre duraksayan Dinçer, çekmecesinden bir mücevher kutusu alıp geri geldi. 

"Yüz görümlüğü." dedi sıkıntılı bir sesle. 

Elif, bunu Dinçer'in düşünmediğine emindi. Kayınvalidesi tüm geleneklerin tam olmasını istemişti. Şimdi kapağı açılan muhteşem gerdanlık da muhtemelen onun zevkiydi. Elif, "Teşekkür ederim." dedi sessizce. Dinçer gerdanlığı aynanın önüne bırakırken, Elif, Allah'tan sadece bu gecenin bir an evvel bitmesini diledi.

Elif öne eğdiği başını Dinçer'in elini tutması ile kaldırdı. Yatağa yaklaştığı her adımda "Ne olacaksa olsun ama bir an önce olsun!" diye isyan ediyordu içinden, kendini bayılacak gibi hissediyor, boğazında atan kalbinin hızlı sesini duyabiliyordu. Kim ne derse desin, korkuyordu işte. Dinçer'in teklifini kabul etmemekle hata yapmıştı sanırım. Bu noktadan sonra geri dönülür müydü? Hayır hayır, şimdi yapamazsa bir daha asla yapamazdı. Kendisini sakinleştirmek için derin nefesler alarak duruşunu dikleştirdi ve Dinçer'in gözlerinin içine baktı.

Dinçer önce duvağını çıkardı saçlarından. Elleri nazik ve dikkatliydi. İri dalgalar halinde beline düşen saçlarındaki duvağı tutan çok az toka vardı ve Dinçer, o tokaları canını acıtmaktan korkuyormuşçasına yavaşça ayırdı saçlarından. Genç adam gelindiğinin fermuarını indirirken sanki mümkünmüş gibi kalbi daha da hızlı çarpmaya başladı genç kadının ve gelinlik üzerinden düşerken sadece gözlerini kapattı. Hayatının son dönemlerinde Ayşe hariç hiç kimsenin yanında soyunmamıştı Elif. Şimdiyse ona göre oldukça seksi olduğunu düşündüğü iç çamaşırlarıyla Dinçer'in karşısında duruyordu. Işıkların kapatılmasını isteyebilirdi belki ama o istememişti. Yaşayacağı tüm utançları bir defada yaşayıp bitirmek istiyordu.

Dinçer'in güçlü elleri yüzünün iki tarafından tutup, dudakları dudaklarına değdiğinde de gözlerini açmadı Elif. Dinçer'in onu öpmesini beklememişti hiç. Önce kararsız kalsa da sonrasında aralanan dudakları bir daveti kabul eder nitelikteydi. Sıkıca kapattığı gözlerini ne iç çamaşırları çıkarıldığında ne de yatağa yatırıldığında açtı. Dinçer'in vücudunda dolanan ellerinin, tenine değen dudaklarının yarattığı karıncalanma hissi, kesinlikle kötü hissettirmemişti. Acaba gözleri kapalı olduğu için mi bu kadar duyarlıydı her dokunuşa ya da daha önce hiç yaşamadığından mı bu kadar fazla hissediyordu, emin olamadı. Yabancı olduğu bu hislere bedeninin olumlu tepki vermesinin anlamını çözebilmiş değildi.

Elif'e göre sonsuzluk gibi gelen bir sürenin sonunda, Dinçer bacaklarının arasına yerleştiğinde bir an açtı gözlerini ve ona bakan gözlerle karşılaştı. Çıplak bir bedenin, seksi kolların altında yatan bu kadın kendi miydi? Elleri ne zaman Dinçer'in kollarını tutmuştu? Yaşadıkları gerçek değil gibiydi. Dinçer önce tutkuyla baktı kendisine ve yine tutkuyla birleşen dudakları ile birlikte bedenleri de birleşmişti. Elif korktuğu kadar büyük bir acı hissetmediği gibi bir süre sonra bu ritmik hareketlerden hoşlandığını da fark etti hayretle. Hızlanan nefeslerinin ahenkli tınısı, hayalini dahi edemeyeceği, sorsanız bedenindeki her hücrenin hazla hareket ettiği şeklinde ifade edebileceği bir sonla bittiğinde sadece şaşkındı. Sadece arkadaşça hisler beslediği bu adamın, kocasının dokunuşlarından hoşlanmıştı. Bu çok garip ve ürkütücüydü. Yaşadıklarını, hislerini, vücudunda meydana gelen değişimleri tıbbi olarak açıklardı elbet ama bizzat deneyimleyince kitaplardaki gibi olmadığı kesindi.