Selam TUZAK'çılar..
Yeni bölüm geldi.. Yıldız ve yorumlarınızı bekliyorum canlar..
Tekirdağ, İstanbul arası her ne kadar kısa olsa da Ayşe'ye Elif'in varlığından olsa gerek daha da kısa geldi. Şehrin dışındaki görkemli villaya geldiklerinde Ayşe, kendi kendine gelme kararının ne kadar doğru olduğunu söylüyordu. Burada Elif ile tatil gibi bir hafta geçirecekti.
Araba durduğunda önce anne babası sonra Elif ve Ayşe indiler araçtan. Ev sahipleri, ki onları çocukluğunda çok görmüştü, Saadettin Amca ile Şükran Teyze kapıda heyecanla onları bekliyordu. Ayşe bu harika insanların babasını bu kadar sevmesine şaşırmadan yapamıyordu. Bu adamın çıkarcı yüzünü sadece kendisinin görmesi normal miydi?
Daldığı düşüncelerden Şükran Teyze'nin, "Maşallah! Maşallah! Nasıl da güzelsiniz!" naraları sayesinde çabucak çıktı Ayşe. Aileleri sık sık görüşse bile ne o ne de Elif liseye başladıkları yazdan sonra buraya gelmemişlerdi lakin Şükran Teyze'nin sevgi dolu kucaklayışını hiç unutmamış olacaklar ki ikisi birden atılmıştı kollarına.
Uzun kucaklaşmalar ve iltifatlardan sonra Şükran Hanım, misafirlerini yerleşmeleri için odalarına çıkardı. Elif ve Ayşe odalarının yan yana olmasına sevindiler, zira çocukluklarında olduğu gibi gece kararınca üzüm bahçelerine kaçmaya niyetliydiler. O zamanlar Şükran ve Saadettin çiftinin oğulları Dinçer ve Şafak da eşlik ediyordu onlara. Çocukluk arkadaşları ve ilk aşkları olan iki haylazla çok eğlenmişlerdi. Aradan geçen onca yıl sonra aynı frekansı yakalayıp yakalayamayacaklarını merak etti Elif.
Şafak asker olmuştu ve Şükran teyzenin söylediğine göre davette burada olacaktı. Askerlik onu daha disiplinli yapmıştır kesin, diye düşündü Elif. Eğlenceli yanını kaybetmiş olabilirdi.
Dinçer ise ziraat mühendisiydi ve tarım ile uğraşmasının yanı sıra ünlü bir şarap markasının da üreticisiydi. Hayalinde canlanan sakar çocuğu şarap üretirken düşünemiyordu ve nedense yıllar sonra gerçekleşecek bu buluşma için çok heyecanlıydı. Çocukluk arkadaşlıkları hep taze ve masum geliyordu ona. İnşallah yıllar bu büyüyü bozmamıştır, diyerek odasına yerleşti.
Ayşe odasına yerleşmiş ve üzüm bahçelerine kaçış yolunun planını yapıyordu. Odaları ikinci kattaydı ve bu defa kaçışları pencereden atlamak kadar basit olmayacaktı. Odasının balkonuna çıkınca güzel yüzü kocaman bir gülümseme ile aydınlandı. Zira devasa bir ceviz ağacı balkonuna yapraklarını sürtüyordu aheste aheste. Yaşları düşünülünce kapıdan çıkıp gidebilirler ve kimseye hesap vermezlerdi ama onlar eski günleri yad etmeye kararlı olduğundan gizlice kaçmak istiyorlardı.
Saniye Hanım, korkuyordu. Eğer planlarında bir aksilik olursa çıkacak rezillik yıllarca konuşulur, elaleme rezil olurlardı.
"Her şey hazır mı?" diye kaygıyla sordu kocasına.
Recep Bey, kendinden emin bir şekilde cevap verdi. "Evet. İki gün önce gelip iki erkek ve iki kadın tuttum bu iş için. Davet gecesi halledeceğiz ve inan çok kolay olacak."
Saniye Hanım huzursuzca dolandı odanın içinde. "Ya kabul etmezse? O zaman ne yaparız?" diye sordu kocasına. Ayşe inatçıydı, asiydi. Kabul etmeme ihtimali vardı.
"Mecbur kalacak hanım. Ne dersek yapmaya mecbur kalacak."
"Tuzağa düştüğünü anlarsa, ya bizim yaptığımızı anlarsa, o zaman ne yaparız?" diye sordu kocasına cesaret istercesine.
Recep Bey, kendinden emindi. "Nasıl anlayacak hanım? Burası Tekirdağ. Buralardaki insanlar kapılarını bile kilitlemiyor birbirilerine güvendikleri için. Koskoca çiftlik ama bir tane güvenlik kamerası bile yok. Bizden şüphelense bile ispat edemez. Kaygılanmayı bırak ve oynayacağın küçücük rol için hazırlan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)
Romanceİki kız kardeş, gizemli bir adam, bir av, kurulan bir tuzak ve değişen hayatlar.. yetişkin!!! ŞUBAT 2021 #tuzak 1.'si AĞUSTOS 2021 #romantikkomedi 1.'si AĞUSTOS 2021/ #karakter 1. KASIM 2021/ #tuzak 1. KASIM 2021/ #sevgi 1. TEMMUZ 2022/ #karakter 1...