TUZAK Bölüm 6

7.7K 703 336
                                    


Selam TUZAK'çılar..

Yeni bölüm için hazır mıyız? 

Hazırsak önce yıldıza basalım olur mu?


Elif odasına girdiği gibi dolabına koştu ve en güzel elbisesini aramaya başladı. Yarın sevgilisine çok güzel görünmek istiyordu. Hayatında ilk kez anne ve babasını kandıracaktı bu durumdan hiç hoşlanmasa da ayağına gelen bu fırsatı değerlendirmeseydi çok üzülürdü. Murat ile burada geçireceği zaman için o kadar sabırsızdı ki, birbirilerini daha iyi tanıma fırsatının yanı sıra belki umut ettiği o aşk kıpırtıları da olurdu aralarında. Murat ona aşık olabilirdi ama Elif ne yazık ki şimdilik hissetmiyordu o duyguları. Hoşlanıyordu Murat'tan ama aşk.. O maalesef yoktu kalbinde.

Dinçer için zaman geçmek bilmiyordu. Yarın bebeğini görecekti. Baba olmayı istediğini hiç bilmiyordu ama sevgilisi çift çizgili çubuğu gösterdiği an tarif edemeyeceği duygular kaplamıştı yüreğini. Buse'ye delice aşık değildi kesinlikle ama seviyordu. Aşk bir noktada terk ediyordu bedeni ama sevgisi hep devam etmişti. Yıllarca emek verdikleri ilişkilerini evlilikle sonlandırmak istiyordu. Buse dürüst, ahlaklı ve sadıktı. Dinçer onu eşi olarak hayal etmekten hoşlanıyordu ve şimdi de bebekleri ile birlikte aile kurma vaktiydi.

Şafak, bu gece duyduklarıyla ne yapacağını bilemedi. Ayşe bir çuval inciri mahvedebilirdi, öte yandan kızın hayalini elinden almayı da kendine yediremiyordu. Yarın bir fırsatını bulup Ayşe ile baş başa konuşmalıydı. Düşünceler beyninde akrobasi yaparken telefonu çaldı.

"Hayırdır gece gece? Bana olan aşkın mı depreşti?" diye sordu karşısındaki kişiye.

"Bu aralar tek işim o zaten. Ne bok yiyorsunuz anlamıyorum." Diyerek telefonu arayanın yüzüne kapattı. İlk önce bu işi halletse iyi olurdu, yakında dostlarına vakit ayıracak zamanı kalmayacaktı. Şafak Sinan SEZER, olmanın kolay yanı Şafak'tı. Sinan yanı ise hep bir aksiyon ve tehlike demekti. Ailesi ona Şafak diye seslenirken iş ve arkadaş çevresi Sinan demeyi tercih ediyorlardı. Bazen iki kişilik arasında sıkışıp kaldığı da oluyordu. Asıl işini bilen kişi sayısı ise oldukça azdı.

Ayşe sabaha karşı mutfağa inerek kendine kahve yaptı. Bu gece uyku ona göz kırpmayacaktı anlaşılan. En iyisi odasının eşsiz manzarasından günün doğuşunu izlemekti. Odasına geri döndüğünde balkona bir sandalye koyarak sıcacık kahvesini yudumlamaya başladı. Odasından gördüğü asma ağaçları arasında saklambaç oynadığı günler geldi aklına. Ne kadar kaygısız ve tasasızdı o zamanlar. Floransa onun hayatının şansı, en büyük hayaliydi. Orada kuracağı yeni hayatı, anne ve babasından uzak olan bu yeni hayatı, belki hayal kırıklığına, belki de kimsesizliğinin yarattığı acıya deva olabilirdi. Güneş ilk ışıklarını gösterdiğinde önce Şafak'ı gördü. Şafak aceleci bir şekilde telefon ile konuşuyordu. Balkonundan eğilerek duymaya çalıştı.

"Kötü olduğunun ben de farkındayım."

"Görevin başlamasına üç ay var ve öncesi hazırlık aşaması."

"Manyak mısın oğlum sen? Tabi ki tercih edeceğim bir durum değil."

"Ben çaresine bakarım." derken arabaya bindi. Ayşe merak etmişti. Şafak'ın hayatında neler oluyordu acaba? Bahsettiği görev çok önemli olmalıydı. "Allah tüm askerlerimize yardım etsin." diye dua etti uzun uzun. Sonrasında bir saat kadar temiz havayı ciğerlerine çekerek ev halkının uyanmasını bekledi ama Dinçer de Şafak gibi telefonla konuşarak bahçede boy gösterdi.

TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin