TUZAK Bölüm 47

4.7K 621 327
                                    

Selam benim canım TUZAK'çılarım...

Canlarım hikâye biraz uzadı farkındayım, umarım sıkılmıyorsunuzdur. Ben bölümler kısa diye hiç anlamamıştım, bir baktım ki almış başını gitmiş ama benim yazmak istediklerim bitmemiş ve yazarken en eğlendiğim hikâyeme veda etmeye hazır olmadığım gerçeği de var. Bakalım nereye varacağız?

Hala benimle misiniz?

Bölüm teşekkürleri;

EdaCaba , zinetunay , havvairemkilic29 , rmeakg , zyneppppppp , sibellella , okuokukudumbitti , AyenUysal , Equilibriumm , sk2010s ❤❤❤


Yeni bölümü keyifle okuyun..


Elif, Dinçer ile aylar önce hazırladıkları çalışma odasında ders çalışırken ara ara başını bilgisayara gömmüş kocasına kaçamak bakışlar atıyor, Dinçer nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde aynı anda başını kaldırmayı başarıyordu.

Ve her defasında yanaklarındaki çukurları daha belirgin bir hale geliyor, Elif'in kalbine deparlar attırıyordu.

Ve asla çalışırken onu rahatsız etmiyordu Dinçer. O kadar sessiz bir şekilde çalışıyordu ki, Elif odada olduğunu bilmese yalnız olduğunu sanacak kadar sessizdi. Masasının başında uyuyup kalmadığı zamanlarda kuralı bozan taraf hep oluyordu. Bunda genç kadının hiç suçu yoktu tabi, iş adamı Dinçer kesinlikle baştan çıkarıcı bir görüntüye sahipti ve Elif onu ciddi bir şekilde çalışırken izlemeye bayılıyordu.

Dinçer'in ekiple İstanbul'a gitmemesinin sebebinin kendisi olduğunun farkındaydı Elif. Sırf o daha çok endişelenmesin diye, baskına karar verildiğinde gidecekti Dinçer. Bu iyi mi yoksa kötü mü bilemiyordu Elif. Ona kalsa hiç gitmesin isterdi ama şimdi diğerleri hazırlanırken Dinçer'in hazırlıksız olması onu daha çok korkutuyordu.

"Telefonun çalıyor."

"Hı!" dedi genç kadın, yine kocasına dalıp gitmişti.

"Hayatım telefonun çalıyor." diye yineledi Dinçer.

Elif kendine gelerek telefonuna uzandı ama bilmediği bir numaradan aranıyordu. Gece gece kim arayacaktı ki? Okuldan bir arkadaşı falan mıydı acaba?

"Efendim." diye açtı telefonu.

"Elif'im, yetiş yavrum!" diye ağlayan annesinin sesiyle dondu kaldı genç kadın. Onları en son çiftlikten kovulduklarında görmüştü ve bir daha hiç iletişim kurmamıştı. Yabancı gibi geldi bir an, annesi ağlıyordu telefonda ama o tek kelime edemiyordu.

"Baban ölüyor yavrum, öldüresiye dövmüşler. Yetiş yalvarırım!"

Elif, ne kadar aksi söylenirse söylensin kıyamıyordu işte. Annesinin yalvaran ve ağlayan sesi içinin cız etmesine yetmişti. Mutlu olsunlar, gönülleri olsun diye bir kez bile çıkmamıştı sözlerinden. Onlar her ne kadar onu pazarlık konusu yapsalar da ölsünler istemezdi.

Gene ne yapmıştı babası acaba? Yine hangi pisliğe bulaşmıştı da onu arayacak kadar çaresiz kalmışlardı?

Dinçer ve ailesinin tavrı netti bu konuda. Babasına servet değerinde bir çek verdikten sonra Elif'i unutmasını emretmişlerdi. Çaresizce kelime hazinesini yoklarken, "Yanlış numara!" dedi bir anda ve telefonu kapadı ama Dinçer bir sorun olduğunu anlayarak soluğu yanında almıştı bir kere.

TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin