TUZAK Bölüm 12

6.9K 712 479
                                    

Selam Tuzak'çılar..

Yeni bölümü yıldız ve yorumlarımızla süsleyelim mi?

Keyifle okuyun..


Hayat, büyük planlar kuran insanlara tepeden bakıp, kıs kıs gülmesi ile ünlüdür. Şafak ertesi gün yola çıktığında Ayşe konusunu tereyağından kıl çeker gibi hallettiğine inanıyor, genç kadın için en doğrusunu yaptığını savunuyordu. Uzun süredir ülkeden geçirilen veya bizzat ülkeye ait olan tarihi eserlerin çalınmasında Türkiye ayağını organize eden şebekenin peşindeydiler. Araştırmaları onları Floransa'da bir müzeye kadar götürmüştü. Türkiye ayağının çıkış noktası belliydi. Kapalı Çarşı.

Öküz Damı'ın bir kısmı şebekenin Türkiye ayağının peşinde düştüğünde Floransa bağlantısını araştırmak ve yanlarına sızmak Kaan'a kalmıştı. Ancak Kaan, Yaman'ın ölümüyle yaşadığı vicdan azabını kaldıramadığından bir süre yalnız kalıp düşünmek istemiş, dolayısıyla bu görev Şafak'ın başına kalmıştı. Ayşe'nin aynı müzeye kabul edilmesi inanılır gibi değildi. Şafak bu konuyu günlerce düşünmüş, en sonunda Ayşe'nin yurt dışına çıkmasını engellemenin en doğrusu olduğuna karar vermişti. Böyle bir operasyonda Ayşe'nin bulunması dikkatini dağıtabilir, her şeyden önemlisi Ayşe zarar görebilirdi. Vizesinin iptal edilmesine çok üzülecekti Ayşe ve görev bitip Şafak döndüğünde muhtemelen müze onu tekrar istemeyecekti. En büyük hayalim diye anlattığı Floransa onun için mazide kalacaktı. Bu durum Şafak'ı üzse de elinden başka bir şey gelmiyordu.

Ayşe, Tekirdağ'daki son gününde kardeşine sık sık sarılıyor, ilk fırsatta yanına gelmesi için sözler alıyordu. İçi rahat gidecekti. Her ne kadar Elif, evliliğinin sadece saygı ve sevgiye dayandığını asla aralarında bir aşk olmayacağını iddia etse de hem kardeşi hem de Dinçer, çok hızlı adapte olmuşlardı evliliklerine. Durumu kabullenen iki insandan ziyade birlikte olmaktan keyif alan bir çift gibiydiler. Zaman dolduğunda Elif ve Dinçer onu Çorlu Havalimanı'na bıraktılar. Uçakla Ankara'ya gidecek, bavullarını topladıktan sonra sabah erken saatte Floransa'ya uçacaktı. Kendisi için kurulan planlardan habersiz, içi içine sığmayan bir kız çocuğu gibi heyecanlıydı. Ona sorsanız hayali için önündeki tek engel yavaş geçen saatlerdi.

Elif ablasını uğurladıktan sonra sessizleşmişti. Dinçer, ani evliliklerinde şanslı olan taraftı. Ne ailesi tarafından ihanete uğramış ne de evini bırakmak zorunda kalmıştı. Şimdi Ayşe'nin de gitmesiyle Elif kendini yapayalnız hissediyordu muhtemelen. Tekirdağ'a vardıklarında arabasını ilk gördüğü yere park etti. Elif'e hemen geleceğini söyleyerek markete gitti, istediği malzemeleri alınca eve doğru sürdü arabasını. Akşam yemeğinden sonra ise Elif'i elinden tuttuğu gibi odalarına çıkardı. Elif kocasının bu aceleci hallerine anlam veremedi. Yine sevişmek mi istiyordu acaba?

Dinçer odaya girdiklerinde önce yatağa beyaz bir çarşaf serdi. Elif anlamayan gözlerle ona bakarken, "Soyun karıcığım." dedi sadece. Elif şaşkınlığı üzerinden atamasa da merakına yenik düşerek üzerindeki kıyafetleri çıkardı.

Dinçer, etrafında bir tur attıktan sonra "Yatağa uzan yüz üstü." dedi. Karısı dediğini yaptığında o malzemelerini hazırlıyordu. Önce odanın çeşitli yerlerine mumlar yerleştirerek ışıkları kapattı sonra sakin bir müzik açtı. Elif yatak çöktüğünde yanına gelen kocasının ne yapacağını merakla bekliyordu. Dinçer çeşitli aromalardan oluşan yağı sırtına döktüğünde ilk önce irkilse de kocasının maharetli ellerinin yaptığı masaj ilaç gibi geldi. Dinçer'in bu kadar iyi masaj yapmayı nereden öğrendiğini düşündü uzun uzun. Buse'ye de böyle nazik miydi elleri acaba?

TUZAK (KAÇINILMAZ AŞKLAR-3) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin